İçeriğe geç

Özel’in Rahatsızlığı Ne?

Tam 7 yıl önce AKP ile TSK arasında Cumhurbaşkanlığı krizi çıktı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “Cumhuriyet rejimine sözde değil, özde bağlı olan ve bunu davranışlarına yansıtan bir Cumhurbaşkanı istediklerini” söyledi.

Ardından Genelkurmay internet sitesinden 27 Nisan gecesi AKP’lilere göre “e-muhtıra”, Başbakan Erdoğan’a göre ise bir “bildiri” yayınlayıp, TSK’nın laiklik tartışmalarını endişe ile izlediğini belirtip, şu uyarılarda bulundu:

“Unutulmamalıdır ki, TSK bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, TSK yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir. Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, ‘Ne mutlu Türküm diyene!’ anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.”

E-muhtıradan bir hafta sonra Başbakan Erdoğan ve Büyükanıt Dolmabahçe Sarayı’nda 2.5 saat görüştü. Başbakan Erdoğan’ın, “Benimle mezara gidecek” dediği görüşmeyle ilgili pek çok spekülasyon yapıldı. Kendisine yönelik hiçbir sözü ve eylemi affetmediği bilinen Erdoğan’ın, Büyükanıt emekliye ayrıldığında devlet hizmet madalyası ve Audi zırhı araç tahsis ederek uğurlaması da tartışıldı.

7 yıl sonra yeni bir Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeyiz. TSK’nın kırmızı çizgisi laiklik yerle bir.

Dahası okullarda Andımız’ı kaldıran, Doğu-Güneydoğu’da “Ne mutlu Türküm diyene” yazılarını sildiren, Andımız’ı “33’lü yıllardan kalma, geri kalmış ülkeleri çağrıştıran, soğuk savaş döneminin demir perde ülkelerini hatırlatan sloganlar attırmak” olarak tarif eden Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı.

Erdoğan adaylığını açıkladıktan 2 gün sonra Dolmabahçe’de değil, ama Başbakanlık Konutu’nda Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar’la görüştü. Başbakanlık kaynakları medyaya, “Genelkurmay Başkanı Necdet Özel istirahatte olduğu için Kara Kuvvetleri Komutanı ile görüşen Erdoğan’ın Irak başta olmak üzere bölgedeki son gelişmelere ilişkin bir değerlendirme toplantısı yaptığını, toplantının son bölümüne Dışişleri Bakanı’nın da iştirak ettiği” bilgisini verdi.

Açıklamadan ilk anladıklarımız; Genelkurmay Başkanı Özel’in “istirahatli” olduğu, o yüzden Erdoğan’ın Genelkurmay Başkan Vekili Akar’ı kabul ettiği, en önemlisi bir süre başbaşa görüştükleri…

“Eğer görüşme konusu Irak başta olmak üzere bölgedeki son gelişmeler” ise şunları sormak gerek:

– Görüşmeye neden en başından itibaren Dışişleri Bakanı Davutoğlu da iştirak etmedi?

– Uzunca bir süredir hangi konuda Genelkurmay’ın görüşü alınıyor veya Genelkurmay’ın görüşlerine itibar ediliyor ki?

– Eğer gerçekten Irak başta olmak üzere bölgedeki son gelişmeler değerlendirildi ise Genelkurmay Musul-Kerkük, Türkmenler, Barzani’nin “Kürdistan” hazırlıkları konularında ne diyor?

-Paralel Zirvesi mi?-

Erdoğan-Akar görüşmesini duyduğum anda yaptığım ilk yorum, “İkinci Dolmabahçe mi?” oldu.

Askeri kaynaklar bu benzetmeyi reddedip, “Haftalık rutin görüşme” dese de önümüzde şöyle bir tablo var:

17/25 Aralık operasyonlarından sonra Cemaate savaş açan Başbakan Erdoğan, “paralellerin” TSK’ya da sızdığını açıkladı.

Özel’le görüşmelerinde, “İçinizdeki paralelleri temizleyin” talimatı verdi.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan sık sık Genelkurmay’a gitti, “TSK’daki parallelerin listesini verdiği” iddia edildi.

Yaklaşık 2 ay önce İçişleri Bakanı Efkan Ala da Genelkurmay’ı ziyaret etti.

PKK ile müzakereleri yürüten isimlerin Genelkurmay’a ziyaretlerinin hikmet-i sebebi, PKK ile mücadele olamayacağına göre, herhalde “Paralel askerler”di.

Yakın zamana kadar TSK’da bilgili, belgeli, görüntülü “irticai faaliyetlere” yönelik ihraçlara bile şerh koyan Başbakan Erdoğan’ın, YAŞ toplantısını dahi beklemeden, devletin diğer kurumlarında olduğu gibi TSK’da da hallaç pamuğu gibi bir operasyon istediği anlaşılıyordu. Lâkin TSK’da yaprak kıpırdamadı.

Nihayet 27 Nisan değil, ama 27 Haziran’da Erdoğan’a yakın Akşam Gazetesi’nde, hem Cumhurbaşkanı Gül’ü hem de Genelkurmay’ı hoplatan “Karargâhta 40 Paralel Paşa” başlıklı o malûm haber yayınlandı. Haberin can alıcı noktaları şunlardı:

– Bizzat Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla oluşturulan özel ekip, derin örgütü deşifre etmek için 3 aydır çalışıyor…

– Ekip, 40 general ve amiralin örgüte çalıştığını tespit etti…

– Bir kuvvet komutanı paralel yapıyla çok yönlü işbirliği içinde…

– Komutanlıkların adli müşavirlikleri, kurmay başkanlıkları, istihbarat, personel gibi kritik birimlerinin başkanlıkları, paralel yapının ele geçirdiği yerler..

– Temizlik Yüksek Askeri Şura’dan önce…

Yıllardır TSK linç edilirken sesini çıkarmayan Başkomutan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu habere üzülüp, “TSK’nın komuta kademesi ve üst rütbeli subaylarıyla ilgili yapılan yayın büyük bir sorumsuzluk örneğidir” şeklinde sert tepki gösterdi.

Akşam’ın haberinde adı belirtilmeyen “kuvvet komutanı”ndan kimin kastedildiği, herkesin bildiği bir sırdı. O isim Kara Kuvvetleri Komutanı Akar’dı. Cumhurbaşkanı Gül’ün öncelikle hemşehrisi olan Akar’a yönelik bu ithama üzülüp, kızdığı yorumları yapıldı.

Gül’ün ardından Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen açıklamada da, “Bu iddia ve yorumların hiçbir hukuki, insani ve vicdani dayanağı bulunmuyor… Somut bilgi ve belgeye dayanmayan kişileri karalamaya matuf haber ve yorum yapan ve bunu kasıtlı olarak medyaya sızdıran kişiler hakkında hukuki yollara başvurulmuştur ve başvurulmaya devam edilecektir” denildi.

Genelkurmay’ın bu açıklamayı Başbakanlığın bilgi ve izni dışında yaptığını belirttikten sonra askeri çevrelerdeki değerlendirmeyi aktarayım:

“Bilgi ve belge istiyoruz, verilmiyor. TSK’nın kurumsal yapısı ve teamülleri dikkate alınmadan ‘ya bizdensin, ya onlardansın’ durumuyla karşı karşıyayız…”

Akşam’ın haberiyle ilgili Gül ve Genelkurmay’dan sonra Başbakanlık da konuştu. Ancak Başbakanlık sadece, “TSK’daki paralel yapıyı araştırmak üzere Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla özel bir ekip oluşturuldu” iddiasını yalanladı.

Askeri kaynakların, Başbakanlığın bu açıklamasıyla ilgili yorumu da şöyle:

“Genelkurmay’da özel bir ekip yok. MİT veya Poliste var mı, bilmiyoruz. Varsa bu yeni bir BÇG kurulduğu anlamına gelmez mi? BÇG’ya yargılayanların, BÇG gibi bir birim kurduğu düşünülebilir mi?!.”

Özetle TSK fokur fokur kaynıyor.

Genelkurmay Başkanı Özel’in “istirahat” meselesine gelince; 7 yıldır hiç izin yapmayan Özel’in gözlerindeki rahatsızlık vesilesiyle 10-15 gün kadar izne ayrıldığını öğrendim.

Ülke içinde ve bölgemizde böylesine olağanüstü gelişmelerin yaşandığı dönemde, ayrıca kritik YAŞ toplantısına 1 ay kala Genelkurmay Başkanı’nın “istirahatli” olması,

“İstihatli” olmasına rağmen YAŞ hazırlıkları için ara sıra Genelkurmay’a uğradığı bildirilen Özel’in Başbakan Erdoğan’la haftalık görüşmeye gitmemesi veya çağrılmaması, yerine “hedefteki adam” Kara Kuvvetleri Komutanı Akar’ın gitmesi dikkat çekmez mi?

Başbakan Erdoğan Akar’la görüşmesinden sonra ASKON’un iftarında yaptığı konuşmada, “Vatanımıza, istiklâlimize, istikbalimize yönelik haince saldırılarda bulunan paralel yapıyla mücadele, yeni dönemde çok daha farklı olacak. Devlet, kendisine yönelik tehdide artık en kararlı şekilde cevap verecektir” dedi.

Acaba “yeni dönem ve artık en kararlı cevap verme” ne zaman başlayacak?

4-5-6 Ağustos’taki YAŞ toplantısında mı, Akşam’ın yazdığı gibi, “YAŞ’tan önce” mi?!.

Sahi Başbakanlık Konutu’ndaki görüşmede sadece “Irak başta olmak üzere bölgedeki son gelişmeler” mi değerlendirildi?

Silivri, Mamak, Şirinyer ve Eskişehir’e kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

4 Temmuz 2014

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/genelkurmay-erdoganin-kosk-planina-ne-diyor-erdoganla-neden-hulusi-akar-konustu-necdet-ozel-neden-rahatsiz-0407141200.html

Kategori:Uncategorized