Erdoğan 10 gün kadar önce Hindistan’a giderken, şunları söyledi:
“YPG gibi bir terör örgütünün paçavralarının olduğu konvoy içinde, Amerika’nın bayraklarının olması, dalgalanması bizleri ciddi manada üzmüştür. Bunları da tabii 16’sında yapacağımız ziyarette Sayın Başkan’a, ‘Buyurun’ diyeceğiz, göstereceğiz. Madem ki biz, uluslararası teröre ortak olarak karşıyız, ‘Bu durum nedir?’ diye, kendilerine bunları göstereceğiz. Çünkü terörle mücadele eğer ortak bir platformda yürümezse, bugün bize yarın bir başkasına olacaktır, bunu paylaşmamız lazım. Bu geleneğin, buna gelenek diyorum, çünkü Sayın Obama döneminden başlayan bir süreç şu anda devam ediyor. Bunun artık noktalanması lâzım. Aksi takdirde hem bölgedeki bu sıkıntı devam edecektir, hem de kendileri rahatsız olacak. Bizler de NATO’nun iki ortak ülkesi, stratejik müttefikler olarak bundan ciddi manada rahatsız olacağız.”
Dönüş yolunda da şu açıklamayı yaptı:
“Ben, 16 Mayıs’ta ABD’ye yapacağım ziyareti önemsiyorum. Yapılanları, adeta Obama döneminin bir kalıntısı, o dönemdeki komuta heyetinin aynı şeyleri devam ettirmesi olarak görüyorum. Ziyaretimizde tüm bunları Sayın Başkan’la görüşeceğiz, resimleriyle kendilerine aktaracağız. Bunların bizi ne kadar rahatsız ettiğini ifade edeceğiz. Bu şekilde devam edecek olursa Amerika ile uzlaşma içinde olmamız mümkün değil. ABD’nin bizim düşmanımız olan terör örgütleriyle birlikte hareket etmesini tabii ki doğru bulmuyoruz. Sanıyorum ki, Sayın Trump da bizim bu düşüncelerimize olumlu yaklaşacaktır.”
Erdoğan gitmeden önce altyapı çalışmaları için “Troyka heyetini”; Genelkurmay Başkanı Akar, MİT Müsteşarı Fidan ve Sözcüsü İbrahim Kalın’ı gönderdi.
Heyetimiz, 4 gün boyunca ABD Genelkurmay ve CIA Başkanlarının yanısıra Trump’ın Korgeneral olan Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster’la toplantılar yaptı.
PYD/YPG’nin nasıl bir terör örgütü olduğu anlatılıp, ABD askerlerinin bunlarla kolkola fotoğrafları masaya kondu. Onlar oradayken ABD, PYD/YPG’ye bir silah ve asker sevkiyat daha yapıyordu.
Genelkurmay Başkanlığı da dün sabah, “Görüşmelerde, Suriye ve Irak’taki gelişmeler, terörle mücadele, ikili ilişkiler ve diğer güvenlik konularının ele alındığını” açıkladı.
“Netice?” diye soracaktım ki, Trump heyetimize bir “jest” yapıp, ayaküstü selâm verdikten sonra YPG’yi silahlandırma kararını imzaladı.
Şu hakarete, şu istiskale bakar mısınız!..
-Barzani Bezi İnmediği Gibi PKK Bezi de Asıldı-
Ankara’yı çok ilgilendirmese de heyetimiz ABD’deyken, Barzani cenahında da gelişmeler oldu.
Barzani’nin, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’le “mutabakata” vardığı, “Barzanistan”ın bağımsızlık referandumunun Sonbahar’da yapılacağı, referandumun kadim Türkmen kendi Kerkük’ü de kapsayacağı duyuruldu.
Biliyorsunuz Kerkük’e Barzani bezi çekildı. Erdoğan o günlerde, “Oradaki o bayrağın sahipleri şunu bilsinler ki, bölücülük yapıyorlar. Ben Irak bölgesel Kürt yönetimine sesleniyorum. Bu yanlıştan bir an önce dönün. Hemen o bayraklarınızı indirin. Sadece Irak milli bayrağıyla orada yola devam edin. Yoksa şu andaki geldiğimiz noktadan kusura bakmayın geri adım atmak zorunda kalırsınız. Bedeli ağır olur” dedi.
Sonrasında Erdoğan o bezlerin “kaldırıldığı haberini aldığını” söylese de kalkmadığı gibi, PKK’nın bezleri ve teröristbaşının posterleri de Kerkük’e asılmaya başlandı.
“Ankara’yı çok ilgilendirmese de” dedim. Çünkü, PKK’nın Kerkük’e inişine Irak Başbakanı Haydar el-İbadi bile günlerdir tepki gösteriyor da bizimkilerden tık çıkmadı.
-FETÖ Temasları-
Erdoğan’ın Trump’la ikinci görüşme konusu malûm; Fetullah Gülen’in iadesi.
Akar, Fidan, Kalın üçlüsü PYD/YPG meselesinin altyapısını hazırlarken, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da bu konuyu görüşmeye gitti.
Beraberinde savcılar, ABD’li mekvidaşı ile diğer yetkililere, “FETÖ”yle ilgili delilleri sunup, darbenin arkasında Gülen’in olduğunu anlattı.
Bir de Bozdağ’ın, “Siz Gülen’i iade etmezseniz, biz de sizin istediğiniz suçluları vermeyiz, mütekabiliyetin gereğini yaparız” dediği bildirildi.
Türkiye’dekileri bile dinleyen ABD sanki kucağındaki Gülen’in bağırsağını dahi kontrol etmiyor da biz gidip anlatmaya, ikna etmeye çalışıyoruz!..
Erdoğan, ABD’nin PYD/YPG’ye desteği için, “Obama döneminden başlayan gelenek” demişti ya, Trump o “geleneği” kanunlaştırdı.
İşte Obama döneminde başlayan “Gülen geleneğini” de kanunlaştırırsa, şaşırmayalım.
Tüm olan bitene rağmen Erdoğan ve ekibi hem Trump, hem ABD için için, “dost” deyip durdu.
Baktım Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Trump’ın dünkü PYD/YPG golüne tepki gösterirken yine “dostluğun gereğinden” söz ediyor.
Adamlar hem PKK/PYD/YPG’ye dost, hem “FETÖ”ye…
Düşmanlarımızın dostu, nasıl bize dost olabiliyor, anlayan var mı?
Türkiye açısından hayati her iki konuda da Trump tavrını ortaya koyduğuna göre, Erdoğan daha niçin ABD’ye gidecek? Ne konuşacak, ne gösterecek veya ne söyleyecek de Trump’ı yanlıştan döndürebilecek?
Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayalım; Trump yüz görümlüğü olarak önümüze Kıbrıs’ı, İran’la savaşı koymasın da!..
Geçenlerde Trump, dünyanın tepkisini çeken Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’yi Beyaz Saray’a davet edip, “buluşmayı dört gözle beklediğini” söylediğinde Duterte, “Çok meşgûlüm” karşılığını vermişti.
Hiç de dört gözle beklenmeyen Erdoğan da şu olanlardan sonra “Çok meşgûlüm” diyemez mi?
Obama beyzbol sopası göstermişti.
Bu Trump’tan korkulur; Alenen silah çekti!..
Ülkemize kesilecek yeni faturaları düşünmüyorsanız bile en azından kendi güvenliğiniz için gelin, gitmekten vazgeçin!.. Bu adamın ne yapacağı belli olmaz!..
Müyesser YILDIZ
10 Mayıs 2017
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/obama-beyzbol-sopasi-gostermisti-trump-alenen-silah-cekti-1005171200.html