Her gün yargının siyasallaştırılmasının tehlikelerini yazsak yeridir.
Devlet ve millet olarak 2010 Anayasa referandumundan sonra yargının FETÖ’ye tesliminin faturasını ödedik, ödüyoruz, daha da ödeyeceğiz.
Tüm yetkililer, “FETÖ’cülerden kurtarılma” sonrası için “yargının bağımsızlığından” dem vurup, “bozulan yargı mekanizmasının fabrika ayarlarına döndürüleceği” sözü verdi.
“FETÖ” sonrasının HSYK seçimleri konusunda dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 9 Ekim 2015’te Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’la görüşmesinin ardından yaptığı şu açıklama unutulacak gibi değildi:
“HSYK ve yargı bir güç mücadelesinin alanı değildir, bir vicdan alanıdır. Güç alanı haline getirildiği zaman ve ‘Ben burayı ele geçirirsem, şu ve diğer güçler üzerinde bir otorite kurarım, denetim kurarım’ dediğinizde, yargı vicdanını kaybetmeye başlar… O bakımdan bütün yargı mensuplarına sesleniyorum; Yargıya sadece vicdanın, sadece toplumsal güvenin egemen olmasını temin ediniz.”
Sonra? Yargıda Birlik kuruldu.
Her defasında utanarak ve acı çekerek yazıyorum ki; Maalesef yargı organlarına seçilecek isimlerin hukukçuluğu değil, siyasi görüşleri ön plana çıkarıldı. Pazarlıklar, ittifaklarla her siyasi görüşe kontenjan verildi.
Bunun da adı “yargı bağımsızlığı” ve “yargı mekanizmasının fabrika ayarlarına dönmesi” oldu.
-Yargıdaki Son Depremin Sebebi Meral Akşener mi?-
Şimdi yeni bir safhaya geçiliyor.
Yargı AKP-MHP ittifakıyla yeniden şekillendiriliyor.
2010 Anayasa referandumunda yargının “FETÖ”nün eline geçmesiyle başlatılan Balyoz-Ergenekon kumpaslarıyla TSK’nin beli kırılmıştı. 15 Temmuz’da işi tümden bitirildi.
Yargının kaderi de aynı; 2010 referandumuyla beli kırılmıştı. 16 Nisan 2016 Başkanlık referandumu sayesinde artık AK-Yargı oluyor.
İddia o ki, referandum paketine HSYK değişikliklerinin konulmasını bizzat MHP Lideri Devlet Bahçeli istemiş.
Yegâne sebebi de Meral Akşener’miş.
Niye mi?
Mevcut HSYK’da net MHP’li olarak bilinen üç üye var; Metin Yandırmaz, Ramazan Kaya ve Mehmet Durgun.
İşte Akşener’in olağanüstü kongre toplama girişimleri sırasında yargıya gerekli “müdahaleyi” yapmadıkları için bu isimlerin üstü çizilmiş.
Ve Bahçeli, sırf bu üyelerden kurtulmak için HSYK değişikliğini referandum paketine ekletmiş.
-O Adayı Erdoğan mı İstedi?-
Yeni HSYK üyelikleri için seçim süreci devam ediyor.
Adaylar başvurularını yaptı… Gayet olağanmış gibi, kimlerin hangi partilere yakın olduğu, konuşuldu, konuşuluyor.
Nihayetinde TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu bunlar arasından Meclis’in bu hafta seçeceği 7 kişi için 21 isim belirlendi.
Bu isimler belirlenirken de AKP ile MHP’nin ittifak yaptığı, MHP’nin uzlaşılan isimlere oy vermeyeceği düşünülen muhalif milletvekili Kadir Koçdemir’in istifasını istediği, istifa etmemesi üzerine komisyon üyeliğini düşürdüğü ortaya çıktı.
Bunun üzerine Koçdemir’in, “Anayasanın seçimi öngördüğü sürecin seçim mi, yoksa bir atama sürecine mi dönüştürüldüğü kamuoyunun takdirine sunulur” dediğini hatırlatıp, hem MHP’yi, hem yargı çevrelerini karıştıran yeni olaya geçelim.
MHP’nin HSYK’ya Yargıtay’dan seçilecek isimler için AKP’den 4 kontenjan istediği, ancak AKP’nin 2 kontenjan verdiği konuşuluyordu.
MHP’nin geçen hafta 2 ismi kararlaştırıldığı belirtilirken, son anda yeni bir isim ön plana çıktı.
Tartışılan isim, halen HSYK üyesi olan Alp Arslan.
2010 referandumundan sonra Ankara Cumhuriyet Savcısıyken HSYK üyeliği seçimlerine katılıp, 2 bini aşkın oy alan ama seçilemeyen Arslan, HSYK’da İbrahim Okur, Ahmet Hamsici gibi “FETÖ”cülerin etkin olduğu dönemde, 16 Ekim 2012’te Yargıtay üyeliğine seçildi.
Yargıda “FETÖ” temizliği başladıktan sonra Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun HSYK üyeliği için Eylül 2014’te yaptığı ve “Cemaatin 3’te 3” kazandığı seçimde birinci sıradan yedek üye olan Arslan, 15 Temmuz’un ardından “FETÖ”cü HSYK üyelerinin görevden alınıp, tutuklanmasının ardından da HSYK’ya seçildi.
MHP kulislerinde Alp Arslan için anlatılanlar şöyle:
Seçimler öncesinde Bahçeli’yle görüşmek istemiş, kabul edilmemiş.
Ancak Erdoğan’ın geçen hafta yaptığı Kuveyt gezisinden sonra birden bire Arslan’ın adı ön plana çıkmış.
İddialara göre, Erdoğan bu gezide heyette yer alan MHP Hukuk ve Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk’ten, MHP’nin Alp Arslan’ı aday göstermesini ve bu ricasını Bahçeli’ye iletmesini istemiş.
Alp Arslan’ın isminin MHP’yi böylesine karıştırmasının sebebine gelince;
“MHP’li değil, Menzil tarikatından” deniliyor.
Doğru olmasa dahi konuşulanlara bakar mısınız?
Daha dün görüştüğüm bir yüksek yargı mensubunun, gözlerimin faltaşı gibi açılmasına yol açan sözleriyle bitireyim.
“Alacak-verecek davam olsa, mahkemeye gitmem. 100 lira alacağım olsa, 30 liraya razı gelip, pazarlıkla halletmeye çalışırım” dedi.
İşte hâlimiz… Vatandaş ağlıyor… Adalet dağıtacaklar ağlıyor… Adalet ağlıyor…
Bu gidişle sanki görecekmişiz gibi, birileri 2019’u konuşuyor.
Onu bırakın da adaleti nasıl kurtaracağımızı düşünelim!..
Müyesser YILDIZ
13 Mayıs 2017
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/menzilci-aday-mhpyi-karistirdi-1305171200.html