İçeriğe geç

Bizans’ı Diriltme Planı mı Varmış?

Rumlar ve Yunanlılar, Milli Mücadeleyi taçlandıran İzmir’in kurtuluşunu “Küçük Asya Felâketi” olarak adlandırıyor ve yıldönümü haftalarında çeşitli etkinlikler düzenliyor.

Daha dört gün önce bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının buna ilişkin icraatını aktardık.

Sözünü ettiğimiz kişi; İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi tarafından ABD Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposluğu’na atanan, gelecekte de Patrikhane’nin başına gelmesi beklenen Elpidophoros Lambriniadis’ti.

ABD’ye gittikten sonra defalarca Kıbrıs’taki askerimiz için işgâlci dedi… Pontus soykırımı iftirasını sahiplendi… Ayasofya’nın camiye çevrilmesi aleyhinde kampanyalar düzenledi.

Son olarak ise; Türkiye’de Tunç Soyer-Vahdettin tartışması yaşanırken yayımladığı “Küçük Asya Holokostunun anılması başlıklı Başpiskoposluk genelgesinde şu ifadeleri kullandı:

Çok sayıda cana mal olan ve Pontos’taki Hellespont (Çanakkale Boğazı) ile Küçük Asya kıyılarındaki Yunanlıların çehresini değiştiren Küçük Asya holokostunun yüzüncü yıldönümündeyiz. Anadolu’nun dört bir yanında nefret ve zulüm ateşleri, şehirleri ve binlerce yıldır var olan Helen medeniyetini küle çevirdi. Bir milyondan fazla insan evlerini terk etmek ve hayatlarını yeniden kurmak zorunda kaldı. Bu, dünyanın dört bir yanına ulaşan Yunan diasporasını yaratan ruhların dağılmasının başlangıcıydı… Başpiskoposluk olarak, Küçük Asya holokostunu hatırlamak konusunda daha da büyük bir sorumluluğa sahibiz, çünkü kökenlerimiz onların külleri ve gözyaşlarıyla karışmıştır.”

Dahası; İzmir’in işgâli sırasında Yunan askerlerini karşılayıp kutsayan ve “Türkleri öldürmenin görev” olduğunu söyleyen dönemin İzmir Metropoliti Hrisostomos’u şehit ilân edip onun önderliğindeki şehitlerin kanı üzerine inşa edildiklerini vurguladı.

İşte bu hezeyanlar üzerine biz de şunların altını çizdik:

Papaz Lambriniadis bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve her fırsatta elini kolunu sallayarak İstanbul’a gelip gidiyorAnkara’nın, vazgeçtik bu Papazı T.C. vatandaşlığından çıkarmasını, şu ana kadar aleyhinde tek bir kelâm etmemesini neye yormak gerekir? Anlaşılan, güçleri sadece Tunç Soyer’e yetiyor!..”

Papaz’dan Küstah Çağrı” mı Dediniz?

Ankara’nın, bardağı taşırması gereken o genelgeye bile sesini çıkarmaması Lambriniadis’i iyice coşturdu.

Bu defa BM Zirvesi için New York’ta bulunan Rum kesimi lideri Nikos Anastasiadis’in de katıldığı “Kıbrıs-Amerikan Örgütleri Federasyonu”nun toplantısında, Kıbrıs’ın kurtuluşu ve birleşik, müreffeh bir Kıbrıs oluşturma hedefimize ulaşana kadar mücadelemizi asla bırakmayacağız.” dedi. Türk askerini yine işgâlci olarak nitelendirip bu işgâlin acilen sonlandırılmasını istedi.

İktidarın gazetelerinden biri nihayet bu hezeyanı görüp, “Papazdan küstah çağrı” başlığını attı; ama Ankara’nın kılı yine kıpırdamadı!..

Ve Yine Geldi

O konuşmadan sadece iki gün sonra ne yaptı, biliyor musunuz?

Yine elini kolunu sallayarak İstanbul’a geldi.

Niçin mi?

Washington’daki İncil Müzesi’nin kurucusu ve başkanı ile beraberindeki heyetin “Ekümenik” dedikleri Patrik Bartholomeos tarafından “kabulü”nde bulunmak için.

Hani Ankara’dakiler sık sık yabancı vakıflarla işbirliği yapılmasına tepki gösteriyor ya; Lozan’a göre bir Türk kurumu olan Fener Rum Patrikhanesi’nin de -Amerikan Vakfı ile işbirliği çerçevesinde- 2020’de bu müzeyle birtakım el yazması eser ve tarihi hazineler için anlaşma imzaladığını kaydedelim.

Bizans’ı Meğer İmamoğlu Diriltiyormuş

Patrikhane merkezli faaliyetler başını böylesine almış giderken; iktidar medyası da “Bizans’ın diriltilmesi planını” hatırladı.

Ama onların veya Tunç Soyer’in üzerinden değil, bu defa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üzerinden.

İki gün önce İBB’nin, Antik Roma Hipodromu’nu gün yüzüne çıkarmak için Ayasofya ile Süleymaniye Camii arasında kalan Sultanahmet Meydanı’nı kazmaya hazırlandığı anlatılırken; “İmamoğlu’ndan Bizans’ı diriltme planı, Yunan gavuru ancak bu kadarını yapardı” başlıkları atıldı.

Bugün yine iktidarı destekleyen bir başka yazar da “Bizans’ın İmarı” başlıklı yazısında aynı projeyi eleştirip şunları vurguladı:

Projeye Ayasofya-yı Kebîr Câmiî Şerîfi’ni müze olmaktan kurtarıp câmi yapılması Cumhurbaşkanlığı kararına ‘ideolojik kör inat’ diyen Bizans araştırmacısı bir akademisyenin danışmanlık yapıyor olması, son derecede huylandırıcı bir vak’adır!.. Projenin Ayasofya’nın müze olmaktan çıkarılmasına karşı bir hamle olma ihtimali de mevcut. Kim ne hesapta olursa olsun!.. Devlet, İstanbul’un Müslüman Türk kimliğinden çıkarılma ihtimaline karşı her tedbiri alarak önlemelidir. Tekrar ediyoruz: Biz, Bizans’ı yeraltı ve yerüstü her varlığıyla fethettik!..”

Sözkonusu proje hakkında hiçbir fikrim yok, ama varsayalım ki iddialar ve endişeler haklı; İmamoğlu da Bizans’ı diriltme niyetinde.

İyi de; görüldüğü üzere başka birileri niyeti bırakıp çoktan eyleme geçmiş,

İmamoğlu’ndan böylesine şüphelenenlerin onlar için de bir şeyler söylemesi ve Devleti, her türlü tedbiri almaya çağırması gerekmez mi?

Ruhban Okulu Mesaisi mi?

Şunları da ekleyelim:

Fener Rum Patrikhanesi Fatih Kaymakamlığı’na, yani İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir kurum. Hatırlarsınız; Erdoğan’ın talimatıyla Bakan Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere belediyelerin yabancılarla görüşmeden önce Dışişleri Bakanlığı’ndan izin alması gerektiğini bildirdi.

Patrikhane’ye dönersek; geçtiğimiz 16 Eylül’de ABD Dışişleri Bakanlığı Dini Özgürlükler Bölümü’nden yetkililer ile ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlileri, kapalı olan Ruhban Okulu’nu ziyaret edip bu okulun yeniden açılmasını görüştü.

Üç gün önce ise; Ekümenik Patrik Bartholomeos, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Meyer-Landrut ve beraberindeki bir heyeti “kabul edip” onlarla uzun bir görüşme yaptı.

Tesadüf müdür, bilinmez; dün de AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Meyer-Landrut’un davetlisi olarak AB Delegasyonu Rezidansı’nda, AB üyesi ülkelerin misyon başkanlarıyla yemekli bir toplantıda bir araya geldi. Toplantıda Kurtulmuş’un, Türkiye’nin ulusal ve uluslararası konulardaki görüşlerini paylaşıp gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulunduğu bildirildi.

Acaba AB yetkilileri, Ruhban Okulu’nun ne zaman açılacağını da sormuş mudur?!

Son bir not; “Ekümenik” Patrik Bartholomeos’un 7-9 Ekim’de “Smyrna (İzmir) Metropolitliği” ile İyonya bölgesini ziyaret edeceği duyuruldu.

Şimdi tüm bunlardan sonra bir daha düşünelim: gözümüzün içine baka baka Bizans’ı diriltenler ve bunu seyredenler kimlerdir?!

Müyesser YILDIZ
29 Eylül 2022

Kategori:Uncategorized