Şaka gibi; ama iktidar, PKK’yla mücadeleyi seçim propagandasının baş konusu yapmış durumda. Kendilerinin aslanlar gibi terörle mücadele ettiğini anlatırken muhalefeti PKK ve onun siyasi uzantısı HDP ile işbirliği yapmakla suçluyorlar.
Neyse ki, Savunma Bakanı ve AKP’nin Kayseri Milletvekili adayı Hulusi Akar, farkında olmadan bazı gerçekleri hatırlattı.
Üç gün önce Kayseri Ticaret Odası’nın meclis toplantısında konuşan Akar, terör örgütünde büyük çöküş olduğunu ve en son terörist etkisiz hale getirilene kadar mücadelenin devam edeceğini belirttikten sonra ana başlıklarıyla şunları söyledi:
– “Öyle yarım bırak, yok. Çünkü 2013-2015’te çözüm süreci oluşturuldu ve bu onları şımarttı. Sanki bir zafiyetmiş gibi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin asaleti ve nezaketi, onlara verdiği imkânlar ve fırsatlar istismar edildi. Bir daha onu yaşamak istemiyoruz. Çünkü o bize çok ciddi zaman kaybettirdi.”
– “Mehmetçiğin nefesi teröristlerin ensesinde. Kontrol bizde… Hâkimiyet bizde. Bu noktaya gelmek kolay olmadı. Çok şehit verdik. Bir şekilde bazılarının çıkıp da Kandil’den talimat vermesi. Bir partinin bu talimatı alması, diğerlerinin buna itibar etmesi ve buna göre söylemler gerçekleştirmesi, bunları tahliye edeceğiz, bunları çıkartacağız, bunları affedeceğiz demesi. Bu kazanımlarımızı kaybetmemiz demek. Bu 10 sene, 20 sene, 30 sene geriye dönmek demek.”
– “Teröristlerle pazarlık olmaz. Eşkıyaya güven olmaz. Çünkü bu teröristler ve elebaşları reyinde hür değil. Bunlar gerçekten kullanılıyor… Bunları cesaretlendirmek, imkân vermek 85 milyona ihanettir. Oy verenlerin bekamızı düşünmesi lâzım… Bu kadar şehit verdikten sonra tekrar başa dönmek şehitlere ihanettir. Şehitlerin kanını yok saymak ve onu çiğnemek demektir. Çok ağır bir sorumluluk.”
Erdoğan da “İyi Niyet” Demişti
Hatırlar mısınız; Erdoğan da “çözüm sürecini” buzdolabına kaldırmaya karar verdikten sonra “Valilere üzerine gitmeyin dedik, silah yığdılar” itirafında bulunurken şöyle konuşmuştu:
“Bu bir iyi niyetti, fakat bu iyi niyet ne yazık ki, ciddi manada istismar edildi ve o süreç içinde ülkemize ciddi manada bir silah girişi oldu.”
Erdoğan bir ara, “Süreç içerisinde güvenlik güçlerimiz herhangi bir çatışmaya girmeyelim dediler” sözleriyle bir anlamda kamu görevlilerini suçlayıp asker ve polise “operasyon yapma” emrinin verildiği iddialarını yalanlamış olsa da sonuçta fiilen Erdoğan’ın 2005’teki Diyarbakır konuşmasıyla başlayan, 2009’daki Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile resmileşip 2015’te sona erdirilen “çözüm sürecinde”, yine Erdoğan’ın ifadeleriyle PKK şunları yaptı:
“Mezarlıklar kurup, buradaki ibadethane ve tabutlara silah sakladılar… Sınırdan büyük miktarda silah soktular… Mahkeme kurup tahsilat yaptılar.”
Başka?
– Metropolleri bombalarla doldurup şehirlere hendek kazdılar. Sadece Hendek operasyonlarında 700’ün üzerinde şehit verdik.
– Daha dün Erdoğan İzmir mitinginde tekrarladı; Kobani olaylarında 51 vatandaşımız hayatını kaybetti.
– Yine dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu vurguladı; 17 yerde özerklik ilân ettiler.
– İmralı’daki teröristbaşının devlet görevlileri önünde verdiği talimatla, Suriye’deki yapılanma kuruldu.
– Ve bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı muhatap alınıp legalleştirildi. Şimdilerde HDP’nin muhalefetle yan yana durmasından ve adeta ülkenin kaderine hükmeder hale gelmesinden şikâyet ediyorlar ya; işte bunun temelleri de “çözüm sürecinde” atıldı.
Necdet Özel: “Çözüm Sürecinde Yokuz”
“Çözüm süreci” hatırlatmalarına devam edelim.
2014’te dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel açık açık, “Hükümetin bir politikası var, o politika yürüyor. Biz çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay çalışmanın kamu kuruluşlarına gönderileceğini söylemişti, henüz bir şey gönderilmedi. Görürsek biz de görüşlerimizi söyleriz.” dedi.
Ayrıca kırmızı çizgilerden söz edip ülke bütünlüğünün önemine dikkat çekti.
Sonrasında Özel’in, kapalı kapılar ardında iktidarı uyarmakla kalmayıp valilerin TSK’ya vermediği operasyon izinleri ile diğer uygulamaları belgeletip Genelkurmay’da arşivlettiği konuşuldu.
Başbuğ’un Kitabını Okusanız Yeterdi
Şimdi “çözüm süreci” için, “Devletin asaleti ve nezaketi” gibi bir benzetmede bulunup terör örgütünün “şımarmasından” ve “istismarından” yakınan ve “Teröristlerle pazarlık olmaz.” tespitini yapan Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın o dönemdeki görevlerine bakalım.
Oslo ve İmralı masalarıyla iktidar ve PKK’nın adeta al takke ver külâh olduğu 2011-2013 yılları arasında Genelkurmay 2. Başkanı, PKK’nın yukarıda saydığımız “yığınakları” gerçekleştirdiği, keza meşhur “Dolmabahçe mutabakatının” imzalandığı 2013-2015 döneminde ise Kara Kuvvetleri Komutanı’ydı.
Sorumuz şu:
O vakitler tavrı ne oldu; iktidarla gidişata ilişkin herhangi bir görüşünü paylaştı mı?!..
En azından eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, ilk baskısı 2011’de yapılan “Terör Örgütlerinin Sonu” isimli kitabını okuduysa, şimdi söylediği gibi, “Teröristlerle pazarlık olmaz. Eşkıyaya güven olmaz.” derdi, değil mi?!
Emekli Albayın Soruları
2017’de İncirlik Üssü’nde görevliyken ABD’nin vermek istediği madalyayı -ABD terör örgütüyle işbirliği yaptığı için- reddeden Bordo Bereli emekli Albay Orkun Özeller’in de Akar’ın Kayseri konuşmasına cevabı var. Özeller diyor ki;
“İki laf ediyor, ama hiç bir şeye benzemiyor. Allah’ını seversen, lütfen sen konuşma!.. Teröristin sözde çözüm süreci gibi dönemleri suistimal ederek yeniden yapılandığını ve müteakiben tekrar terör eylemlerine başladığını bu devlet tecrübe ederken siz neredeydiniz? Bu sürecin bu şekilde sonuçlanacağını görmek gaflet mi delalet mi yoksa ne? Kara Kuvvetleri Komutanı olduğunuz o dönemde siz bu sürece ‘dur’ diyecek bir teklif sürdünüz mu yoksa sessiz kalarak destek mi oldunuz? Necdet Özel’in günahsız olmadığını kabul etmekle beraber siz de en az onun kadar suçlusunuz. ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin asaleti ve nezaketi onları şımarttı.’ demişsiniz. Pardon, ama T.C. terör örgütüne nezaket mi göstermiş? Bu nezaketi asalet mi olmuş? Ne diyorsun?.. ‘Bir daha böyle bir şey yapmak istemiyoruz.’ sözünüze ben de katılıyorum. Lütfen şu son günlerinizde ABD’li dostlarınız kulağınıza fısıldadığı için aynı hatayı yapmayın ve yaptırmayın, gerisi bende. Türk milletinin içi rahat olsun; ben hayatta olduğum sürece Mehmetçiğe bedeli ödetilecek böyle bir gaflet, dalalet, hıyanet olmayacak.”
Daha Dün Bir Ana Ağlarken
İki notla bitirelim.
Erdoğan, dünkü İzmir mitinginde şöyle konuştu:
“Terör örgütleriyle, parlamento içinde bay bay Kemal gibi onların uzantılarıyla gidip görüşmeler yapmadık. Kardeşlerim, Kandil’in parlamentodaki temsilcileriyle parlamento içinde, kapalı kapılar ardında acaba bay bay Kemal ne görüştü?”
Terör örgütünün uzantılarıyla Parlamento’da, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarında, MİT’te, hatta Başbakanlık’ta görüşmekle kalmayıp Oslo’da Kandil’deki terör baronları, İmralı’da da bebek katiliyle masaya oturanlar acaba hangi iktidarın bakanları, başbakanı, milletvekilleri ve bürokratlarıydı?!
Yine dün AKP, İHA ve SİHA’larla ilgili bir video yayımlandı.
Videoda, “Artık anneler ağlamıyor, göğüsler gururla doluyor.” sözlerine yer verilirken teröristlerin Nusaybin’de şehit ettiği Jandarma Astsubay Üstçavuş Mehmet Gündüz’ün cenaze töreninde anası ağlıyordu!..
Müyesser YILDIZ
30 Nisan 2023