İçeriğe geç

Şu “Yeni Roma” Neresi Bilen Var mı?

Yunanistan’ın, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı kanlı ayaklanmasının 25 Mart’taki 204’üncü yıldönümünde yaşananları hatırlarsınız.

Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan’ın huzurunda düzenlenen askeri geçit töreninde Yunan Deniz Piyade Okulu öğrencileri, Türkiye’ye ağır küfürler edip, “Kıbrıs Yunan’dır” sloganları attı.

İktidarımızın medyası da hemen kolları sıvayıp; “Yunan makamlarının” ağzından “Kabul edilemez. Gereken tedbirler alınacak” açıklamaları yayınladı… Olayla ilgili soruşturma başlatıldığını, sorumluların görevden alınabileceğini duyurdu… Dışişleri Bakanlığımız kaynaklarına dayanılarak da, “Yunanistan’dan izahat istendiği ve Türk makamlarının olaydan Yunanistan Savunma Bakanı Dendias’ı sorumlu gördüğü” bildirildi.

Günler geçti; Yunanistan makamları hiçbir açıklama yapmadığı gibi, Türkiye’ye herhangi bir izahatta bulunmadı.

Nihayetinde olaydan 18 gün sonra Anadolu Ajansı Atina bürosunun geçtiği haber ile “durumdan sorumlu tutulan yetkili kişilerden bazıları için 20 gün hapis cezası, olaya karıştığı tespit edilen diğer kişiler için ise daha hafif olmak üzere farklı cezalar verilmesinin kararlaştırıldığını” öğrendik.

Durumdan sorumlu tutulan yetkili kişiler” kim, verilen diğer “hafif cezalar” ne bilmesek de şunu anladık:

Yunan devlet protokolünün önünde koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne küfredilmesinin, Kıbrıs’ta Enosis emellerinin haykırılmasının karşılığı, hepi topu 20 gün hapis cezasıymış.

Yetkililerimiz memnun kaldı ki, “Bu nasıl ceza?” diye soran olmadı.

Merak ettiğim tek şey ise şu:

Yunan askerlerine verilen bu cezaları, acaba Kara Harp Okulu’nda resmi törenden sonra kendi aralarında kılıç çatıp, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için “disiplinsizlik” suçlamasıyla 5 teğmenimizi ve üç komutanı TSK’dan atanlar da beğendi mi?!

Türk Yok Müslüman Var

Yunanistan’dan bir başka olay.

Malûm, burada “Türk” isminin kullanılmasına izin verilmiyor, AİHM kararlarına rağmen “Türk”ü kullanan dernekler kapatılıyor.

14 Nisan, Batı Trakya’daki İskeçe Türk Birliği’nin 98. Kuruluş yıldönümüydü.

Dışişleri Bakanlığı’mızın sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşım yapıldı:

Batı Trakya Türk Azınlığı’nın en eski sivil toplum kuruluşu olan İskeçe Türk Birliği’nin 98. kuruluş yıldönümü kutlu olsun! Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uyarınca, Birliğin kendi ismini kullanması doğrultusundaki haklı çabalarını ve onurlu mücadelesini destekliyoruz.”

Aynı gün bu açıklamaya cevap veren Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, “Lozan Antlaşması’nda açık ve net bir şekilde Trakya’da etnik değil, dinsel azınlığa atıfta bulunulduğunu” öne sürüp, “Yunanistan’ın, Trakya’daki Müslüman azınlığın dini inançlarına ve kültürel özelliklerine saygı gösterdiğini”, ayrıca “azınlık mensubu tüm Yunan vatandaşlarına eşit muamelede bulunduğunu” savundu.

Bir adamların hiçbir boşluk bırakmadan, iki satırlık kutlama mesajına bile cevap yetiştirip tepki göstermelerine bakın, bir de bizim halimize!..

Lozan’ı ve Anayasayı Çiğnetmek

“Halimizde ne var?” derseniz;

Konu yine Lozan’a göre, Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir Türk kurumu olan İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi. Başındaki Patrik de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

Lozan’a göre, sadece İstanbul ve Bozcaada-Gökçeada’daki Rum vatandaşlarımızın dini işleriyle ilgilenmesi gerekirken, tüm dünyadaki Ortodoks kiliselerini kendisine bağlayıp, Ukrayna örneğinde olduğu gibi, siyasi meselelerle uğraşıyor. Bu kapsamda da yine Lozan’a aykırı şekilde “Ekümenik” unvanını kullanıp, “devlet başkanı” muamelesi görüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise seyrediyor.

Ama seyretmeyenler de çıktı. İki yıl önce hem Deniz Kuvvetleri Komutanlığı eski Kurmay Başkanı, müstafi Tümamiral Cihat Yaycı’nın kurucusu olduğu Mavi Vatan Denizcilik Ve Global Stratejiler Derneği hem de Ankara’dan Avukat Tülay Bekar, Patrik Bartholomeos hakkında Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulundu.

Maalesef bu suç duyurularının kapağını açan olmadı.

Av. Tülay Bekar geçtiğimiz günlerde önceki suç duyurusunu hatırlatarak yeni bir suç duyurusunda bulundu. Yargıtay kararına rağmen Patrik Bartholomeos’un “Ekümeniklik” iddiasını ısrarla sürdürdüğüne ve artık İstanbul için de “Konstantinopol” demeye başladığına dikkat çeken Av. Bekar, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçlarından kamu davası açılmasını istedi.

Anlayalım Diye Bir de İngilizcesini Koydu

Ekümeniklik ve Konstantinopol” açılımlarının devamı nasıl mı geldi?

Daha önce yazdık; Patrik Bartholomeos, 2024 Noel’i açıklamasında ilk kez, “Hellenic Archbishop of Constantinople-New Rome and Ecumenical Patriarch”; yani “Konstantinopol-Yeni Roma Helenik Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik” unvanını kullandı.

Malûm, bu günlerde de Hristiyanların Paskalya bayramı kutlanıyor.

Bartholomeos, Paskalya bayramı mesajını tam da Yunanistan’ın yukarıda aktardığımız tepkisine yol açan İskeçe Türk Birliği’nin kuruluş yıldönümü olan 14 Nisan’da yayınladı.

Ve o mesajında yine “Konstantinopol-Yeni Roma Başpiskososu ve Ekümenik Patrik” unvanını kullandı.

Anlayalım diye olsa gerek; Patrikhane’nin internet sitesine o mesajın Yunancasının yanı sıra İngilizcesi de kondu.

Sadece iktidar değil, muhalefetten de istirhamım şudur:

Haydi “Konstantinopol’ü anladık, peki şu “Yeni Roma”nın anlamı nedir; bilen ve umursayan birileri varsa, acaba milletimize açıklayabilir mi?!

Müyesser YILDIZ
20 Nisan 2025

Kategori:Uncategorized