İçeriğe geç

DAVUTOĞLU BAKANLIĞA SIĞAMADI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bir yandan bakanlığın teşkilat yasasını değiştirip, “Ak-Monşer”lerin önünü açarken, kışla gibi yeni bir Bakanlık kampüsü için de düğmeye bastı. “Mevcut tesislerin temsiliyet niteliğine haiz olmadığı ve Bakanlık beklentilerini karşılamakta yetersiz kaldığı” gerekçesiyle inşasına karar verilen yeni Dışişleri Bakanlığı yerleşkesinin mimari projesini seçecek jürinin başına ise Gazeteci Fehmi Koru’nun kardeşi, Suudi Arabistan eski Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ali Naci Koru getirildi.

Ankara’nın Karakusunlar semtinde, 171.958 metrekarelik bir alana yapılması planlanan yeni Dışişleri yerleşkesinin mimari projesi için duyuruya çıkıldı. İki aşamalı gerçekleştirilecek yarışmada jürinin seçeceği 5 projeye net 40 ila 80 Bin, 7 projeye de 20’şer Bin TL mansiyon ödülü verilecek.

Dev kamu binalarından en çok şikayet edip, devletin küçültülmesini savunan, özellikle de askeri tesislerin “lüks”ünden sık sık dem vuranın AKP olduğu hatırlandığında, yeni Dışişleri Bakanlığı projesi daha bir anlam ve önem kazanıyor. Birçok ülkede Başbakan ve bakanların maaşlarının düşürülmesi dahil geniş çaplı ekonomik tasarrufa gidildiğini de hatırlatalım.

Hal böyleyken, devasa bir harcamaya yol açacak böyle bir adımın neden atıldığını jürinin şartnameye koyduğu önsözden öğrenelim:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası ortamda temsil edilmesi Dışişleri Bakanlığının asli görevlerinden biridir. Bu nedenle Dışişleri Bakanlığı’nın gerek Türkiye’de gerekse Türkiye dışında yer alan yapıları kendi gündelik işlevlerinin yanısıra birden çok anlamda ‘temsiliyet ortamları’ olarak algılanmıştır. Bu özellik Dışişleri Bakanlığı tarafından kullanılan yapılara özel bir önem ve öncelik yüklemekte, yapıların işlevsel beklentilere paralel olarak ‘mimari temsiliyet nitelikleri’ ağırlıklı bir değer olarak öne çıkarmaktadır. Dışişleri Bakanlığı’nın bu bilinç içinde geliştirdiği gelenek bakanlığa ait yapıların özel ve ayrıcalıklı süreçler içinde elde edilmesini getirmiş, ‘mimarlık ve mekan’ Dışişleri Bakanlığı için doğrudan bir temsiliyet aracı olarak kabul edilmiştir. Bugün içinde olduğumuz ortamda Dışişleri Bakanlığı’nın Ankara’da yer alan merkez yapısı konum, büyüklük ve mekansal nitelikleri ile Bakanlık beklentilerini karşılamakta yetersiz kalmaktadır.”

Acaba nasıl bir “temsiliyet” beklenmektedir? Bunu da aynı belgeden okuyalım:

“Jüri, yapılaşmanın barındıracağı mimari temsiliyet değerini önemsemekte ancak ‘kültürel temsiliyet’ kavramının, ‘çağ bilinci’ kavramı ile çatışmadan ele alınmasını beklemektedir. Bu yapı, özelinde Türkiye coğrafyasında oluşmuş tarihi, kültürel ve mimari zenginliklerin mimari bir değer, bir kaynak olarak görülmesi beklenmekle birlikte bu değerlerin gösterim ve aktarma biçimleri Türkiye mimarlığının çağdaş mimarlık ortamı ile oluşturduğu sürekliliği kesintiye uğratmadan ve içinde olunan ‘çağ bilincini’ saklamadan gerçekleştirilmeli, Dışişleri Bakanlığı’nın geleneğinde de yer aldığı gibi ‘kitsch’ olarak nitelenebilecek dil oyunlarına ve naif gösterimlere kapalı olmalıdır.”

YENİ DÖNEM, YENİ BİNA

Bina ve “temsiliyet” bağlantısının ne kadar önemli olduğunu böylece öğrenmiş oluyoruz. Ancak iş burada bitmiyor, Dışişleri’nde “yeni dönem” ile “yeni bina” arasında da büyük bir bağ bulunduğunu yine şartnameden anlıyoruz.

Şartnameye konan, “Dışişleri Bakanlığı Hakkında Bilgi Notu”nun girişinde şöyle deniliyor:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin hariciyesi, uzun bir geçmişe dayanan köklü Osmanlı diplomasisi geleneğine dayanmaktadır. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışının hemen ardından oluşturulan ilk Hükümetle birlikte ‘Hariciye Vekaleti’ de 2 Mayıs 1920 tarihinde resmen kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılında kuruluşundan bu yana büyük önder Atatürk’ün görüş ve ilkeleri Türk Dış Politikasının yürütülmesinde rehber olmuş, ‘Yurtta barış, dünyada barış’ özdeyişi Türk Dış Politikasının temel hedefini oluşturmuştur. Bu doğrultuda ülkemiz, 1930’lu yıllardan itibaren aktif ve barışçı bir dış politika izleye gelmiştir.”

Notun devamında Dışişleri Bakanlığı’nın görevleri madde madde sayıldıktan sonra şu tespit yapılıyor:

“Uluslararası ilişkilerde, Soğuk Savaş yıllarının durağan tablosunun artık gerilerde kaldığı yeni bir dönem açılmıştır. İçinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan değişimler sonrasında dış politikamız, her an yeni gelişmelere açık bir ortamda dinamik atılımlar içindedir. Söz konusu atılımlar, Yüce Önder Atatürk’ün temellerini attığı Cumhuriyetin değişmez ilke ve değerleri doğrultusunda sürdürülmektedir. Gücünü köklü tarihi geçmişinden alan Türk diplomasisinin, uluslararası ilişkilerde sahip olduğu saygınlığın korunması ve yükseltilmesi önem verilen hususlardır. Türk diplomasisini mevcut koşullara göre uyarlamak, uygulamaya dönük yeni fikirler oluşturmak ve ileriyi görme yeteneğini geliştirmek Dışişleri Bakanlığı’nın önde gelen hedefleri arasındadır. Uluslararası siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerimizin ikili çerçevede ve çok taraflı platformlarda yürütülmesi ve daha da geliştirilmesi yönündeki çabalarını günümüzde de sürdürmekte olan ve başta kendi coğrafyamız olmak üzere tüm dünyada barış, istikrar ve refaha katkıda bulunan Türk hariciyesi, kısıtlı kaynaklarına ve personel sayısına rağmen yürütmekte olduğu bu görevini önümüzdeki dönemde de layıkı vechile yapabilmek amacıyla mevcut yapılanmasında uzun vadeli bir genişlemeye ihtiyaç duymaktadır.”

BAKANA ÖZEL ASANSÖRLÜ, BANYOLU ODALAR

Yeni Dışişleri yerleşkesinin detaylarına gelince;

Bakan için 8 bin 535 metrekarelik makam planlanıyor. Makam bölümünün ayrı bir protokol girişi olacak. Bu girişi sadece Bakan, Müsteşar ve Müsteşar Yardımcıları kullanacak. Bakanlık katına “simgesel nitelik ve boyutta” özel asansörle ulaşılacak.

Makam girişinde gerektiğinde 100 kişilik protokolü ayakta karşılayacak kapasitede hol yapılacak. Bakan özel müşavirleri, Bakanlık Müşavirleri ile koordinatörlerin makamı doğrudan bakana bağlı şekilde düzenlenecek.

Bakanın mekanı, makam odası dışında iç içe geçmeli 2 oda (biri özel çalışma odası, diğeri dinlenme köşeli, wc, duş, lavabolu oda) şeklinde düşünülecek.

Yeni Dışişleri yerleşkesinde, toprak altında inşa edilmesi planlanan kriz merkezinde de bakan için makam odası hazırlanacak ve normal makam odasının aynısı olacak. Bu birimden bina dışına kaçış imkanı sağlanacak.

SOSYAL TESİSLERDE YOK YOK

Yeni Dışişleri, sosyal tesisleriyle de dikkat çekecek. Güvenliği, bekleme ve danışması olacak, bağımsız bir girişten girilebilecek sosyal tesisler mesai saatleri dışında ve hafta sonları dahil her zaman kullanılabilecek.

Tesislerde fuaye alanı, kutlama ve kabullerin de yapılacağı 7 toplantı salonu, sergi salonu ve müze, hem özel, hem diplomatik misafirler için ayrı yemek salonları, kafeterya, mini market, kreş, sağlık birisi, aletli ve aletsiz jimnastik imkanlı bay-bayan spor kondisyon salonu, bay- bayan kuaförü, lostra salonu, çamaşırhane, kuru temizleme, terzi ve personel etkinlik alanı bulunacak.

Yeni Dışişleri yerleşkesi inşaatıyla ilgili son ilginç bir not daha… İhaleler uluslararası katılıma açık şekilde yapılacak. İnşaat uluslararası yüklenici veya bir konsorsiyum tarafından yapılır ve her hangi bir şekilde anlaşmazlık çıkarsa, bunların çözümünde Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümleri esas alınacak.

Müyesser Yıldız

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized