Sözde Balyoz darbe planı kapsamında Beyazıt Camii’ni bombalayacak ekipte görevlendirildiği iddiasıyla 16 yıl hapis cezası onanan Jandarma Kurmay Yarbay Yusuf Kelleli, yazdığı mektupla ilk kez konuştu.
Kelleli, Mamak Askeri Cezaevi’nden gönderdiği 18 Ekim tarihli 3 sayfalık mektubunda, hayatını ve karartılan geleceklerini anlatırken, kendilerine bu komployu kuranlarla, cezaevindeki tutsakların sırtına basa basa terfi edenleri “bombaladı”.
-Dökülen Kanımı Helâl Etmiyorum-
Yarbay Kelleli’nin mektubunda şu çok çarpıcı satırlar var:
“Yollar kardan kapandığı ve helikopter hava kapalı olduğundan gelemediği için 40 gün boyunca askeriniz, eşiniz ve 1 yaşındaki çocuğunuzla birlikte her gün nohut, mercimek, bulgur yemenin ne olduğunu ve 40 gün sonra helikopterle gelen beyaz peynir ve patatesin değerini bilebilir misiniz? Ben biliyorum bunu. Bir Türk Subayı olmaktan gurur duyuyorum ve tekrar dünyaya gelsem yine jandarma subayı olurdum.
Teröristlerle bir çatışmada yaralandım. Doktor olmadığı için sıhhiye er beni muayene etti ve mermi çekirdeğinin girip çıktığını söyleyerek, yaraları dikti. Bir süre sonra doktora gittiğimde röntgen çekildi ve kurşunun içerde kaldığı anlaşıldı. 6 ay habersiz taşıdığım, içerde oksitlenmiş kaleşnikof mermisine böyle veda ettim.
Verilen 1 ay istirahati de bölükte görev yaparak,geçirdim. Dolayısıyla zaten fazladan yaşıyoruz. Onun için hapis vız gelir bize.
Bunları ilk defa size yazıyorum. Şimdiye kadar yazmama sebebim, ‘Kendini acındırıyor, merhamet dileniyor’ demelerini istemedim. Ama şimdi anlatıyorum, sebebi de uğruna kanımızı canımızı feda ettiğimiz aziz Türk Milleti içinde gizlenmiş komplo çetelerine, dökülen kanımı helâl etmek istemiyor olmamdır.”
-Çocuklarımızı Aç Bırakıyorlar-
Devre arkadaşım Aziz Yılmaz ve ben daha maaşlı emekliliği bile hak edemedik. Kurmay olmamızdan dolayı rütbelerimiz büyük, ama yaşlarımızı henüz dolduramadık. Yani TSK’dan ilişiğimiz kesilince ne maaş, ne emekli ikramiyesi alabileceğiz. Benim büyük oğlum üniversitede, küçük oğlum 7. Sınıfta okuyor, eşim çalışmıyor ve ne evim, ne de arabam var. Devlete 20-25 sene gece gündüz, dağ taş, aç susuz demeden hizmet ediyorsunuz ve bir gün sahte delillerle yargılıyor ve beş parasız kapının önüne koyuyor. Dışarıda olsanız iş bulur çalışırsınız, ama hapiste iken çoluk çocuğunuza kim bakacak?
İnsanın ağırına ne gidiyor biliyor musunuz? Ailenizi, çocuklarınızı ihmâl ederek, kanınızı döktüğünüz Aziz Türk Milleti’nin adına karar verdiğini söyleyenler, sizi tamamı dijital, kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle karanlık odaklar tarafından hazırlandığı ayan beyan ortada, üretilmiş delillerle 16 yıl hapse mahkûm ediyor. Hiç önemli değil, yatarız. Fakat sizinle birlikte aileniz, çocuklarınız ve sevdikleriniz de hapis yatıyor.
-İngilizler Bile Yapmadı-
Bundan 100 yıl önce ülkeyi işgâl eden İngilizler, Malta’ya sürgün ettiği vatansever insanları delil bulamadığı için yargılamak hukuka aykırı olur diye mahkûm edemezken, bugün sahte dijital verilerle kendi vatanımızda, kendi yargıçlarımız tarafından mahkûm edilmeyi hangi vicdan kabul eder bilemiyorum.
-Lânet ve Hâram Olsun-
Bize bu komployu kuranlara, buna alet olanlara uzun ömürler diliyorum. Uzun yaşasınlar ki, Allah da onlara, çoluk çocuklarının ve sevdiklerinin benim babama okutamadığım mevlitlerini okutmayı nasip etsin.
Cami bombalamak gibi alçakça iftiralara adımızı karıştıran ve mülkün temeline bomba koyduğunun farkında olmayan komplocu çeteler ile cezaevindeki tutsakların sırtına basa basa terfi ederek, makam mevki sahibi olup, buradan aldığı maaşla çoluk-çocuğunun rızkını sağlayanlara da lanet ve haram olsun.”
İşte Yarbay Yusuf Kelleli’nin mektubunun tam metni.
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
21 Ekim 2013