İçeriğe geç

Cumhur’da Lozan-Trabzon Çatlağı

Ülkemizin tapu senedi Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümü sıradan bir gün gibi geçiştirildi.

TBMM’nin milletvekillerine özel yaptırdığı ajandada 24 Temmuz tarihinin boş bırakıldığının ortaya çıkmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın Temmuz ayı için hazırladığı e-bültende 15 Temmuz’un, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın, Erzurum Kongresi’nin ve Basın Bayramının olduğu, ama Lozan’ın unutulduğu görüldü!..

İktidarın Lozan’ı sahiplenip korumasının görüntüdeki hâli bile böyleyken, geçen haftaki Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’na ilişkin açıklamanın ikinci maddesi şu oldu:

Eşsiz fedakârlıklarla kazanılan milli mücadelemizin sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın yüzüncü yıldönümünde de tarihin Türkiye Cumhuriyeti’ne yüklediği mesuliyetin gereklerinin hassasiyetle yerine getirildiği ifade edilmiş, bölgemizde bir asırdır barış ve istikrara temel teşkil eden Antlaşma ile kurulan düzenin milletimizin menfaatleri doğrultusunda tahkim edilmesine yönelik kararlılık teyit edilmiştir.”

Antlaşma ile kurulan düzenin milletimizin menfaatleri doğrultusunda tahkim edilmesine yönelik kararlılık teyit edilmiş”, öyle mi? Bu “kararlılığı” sıcak bir örnekle anlatalım.

Trabzon’daki Ayine İzin Bilmecesi

Malûm; Lozan’la ülkemizdeki azınlıkların statüsü kapsamında İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’nin rolü de belirlendi. Bir Türk kurumu olarak sadece İstanbul ile Bozcaada- Gökçeada’daki Rum vatandaşlarımızın dini meseleleriyle ilgilenecekti. Gel gör ki, özellikle AKP iktidarında Fener Rum Patriği Bartholomeos evrenselleştirilip “devlet başkanı” muamelesi görmeye başladı.

Örneğimize geçelim. Patrikhane epeydir, Trabzon’daki Sümela Manastırı’nda olup olmadığı da tartışmalı olan, “Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü yıldönümü” adı altında bir etkinlik düzenliyor. Üstelik Yunanistan’ın “Pontus bayramı” olarak kutladığı, Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethettiği 15 Ağustos’ta.

15 gün önce yazdık; nedense ve nasıl olduysa iktidar, bu yıl o etkinliğe önce izin vermedi. Patrikhane, anında Rum-Yunan cenahını bu gelişmeden haberdar etti, ardından konuya ilişkin açıklamasını internet sitesinden kaldırdı. Ancak mesaj gerekli yerlere ulaşmıştı. Nitekim “Dünya Pontus Helenizmi Konseyi-PASPE”, Erdoğan’a gayet üst perdeden ve “soykırım, işgâl” iftiralarıyla dolu bir mektup gönderip Sümela Manastırı’ndaki ayine izin verilmesini istedi.

Bu mektuptan sadece üç gün sonra, üstelik Lozan’ın yıldönümü akşamında Patrikhane’yi arayan Türk makamları ayin için önce sözlü onay, ardından yazılı izin verdi.

Nereden biliyoruz? Ortodoks medyasının yazdıklarından, bizatihi Patrikhane’nin “mutlulukla” yaptığı duyurudan ve de Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın, “memnuniyetle karşıladığımız olumlu bir gelişme” açıklamasından. Bu detayın altını çizmemizin sebebini birazdan anlayacaksınız.

Meclis’ten Nihayet Bir Ses Çıktı

Yıllardır Lozan’a aykırı gelişmelerden Patrikhane merkezli olanlara dikkat çekerken muhalefetin dahi oralı olmamasından sıkça yakındık.

Nihayet geçen hafta, muhalefetten değil, ama Cumhur İttifakı’nın yeni ortaklarından Yeniden Refah Partisi’nden (YRP) ses çıktı. YRP İstanbul Milletvekili ve TBMM AB Uyum Komisyonu Üyesi Doğan Bekin, düzenlediği basın toplantısında Sümela Manastırı’nda yapılacak olan ayinin Trabzon’un fethinin yıldönümüne denk gelmesine tepki gösterirken Fener Rum Patrikhanesi ve Patrik Bartholomeos hakkında özetle şunları anlattı:

“Lozan Anlaşması’na göre kendisine hiçbir özel statü verilmeyen ve Beyoğlu Kaymakamlığı’na bağlı Fener Rum Kilisesi Başrahibi unvanından başka bir sıfatı bulunmayan Bartholomeos’un, tüm Dünya Rumlarını temsilen sözde Ekümenik-Patrik (Dünya Patrikliği) olarak hareket etmesi Lozan Anlaşması’nda yer alan ‘Azınlıkların Korunması’ ile ilgili maddeler gereği fiili ihlâl ortaya koymaktadır.”

“Patrik Bartholomeos’un… ‘Ekümenik Patrik’, Fener Rum Patrikhanesinin de ‘Ekümeniklik Merkezi’ olarak dünyadaki Ortodoks mezhebi mensuplarının bir dini kurumu olarak görülmesi, başta Lozan Antlaşması olmak üzere, T.C. kanunlarına aykırı bir uygulamadır.”

“Bartholomeos’un, Ekümenik unvanının arka planını iyi okumak gerekir: İstanbul’un orta göbeğinde Ecumenopolis, Doğu Karadeniz’de de Rum Pontus iddiaları ayyuka çıkmışken Sümela’da, Trabzon’un fetih günü olan 15 Ağustos’ta ayin yapılacak olması bir tesadüf değildir.”

Milletvekili Bekin’in bu son derece doğru tespitlerinde iki küçük düzeltme yapalım. Patrikhane Beyoğlu değil, Fatih Kaymakamlığı’na bağlı. Ayrıca Bartholomeos sadece “Ekümenik” değil; artık alenen “Konstantinopol-Yeni Roma Başpiskoposu” unvanını kullanıyor.

İlginçtir; Cumhur İttifakı’nın ortaklarından olduğu halde Bekin’in bu açıklamaları sadece birkaç internet sitesinde yer buldu, “milli ve yerli medya” ise oralı bile olmadı!..

Bartholomeos Cevap Verdi

Daha da ilginci, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Milletvekili Doğan Bekin’e cevap verdi. Beraberinde kendisini Saray’da artık “Ekümenik” sıfatıyla ağırlayan iktidara dahi tepki gösterdi.

Bartholomeos Doğan Bekin’e neler mi söyledi? Şunları:

Milletvekili bu ayinin Lozan Antlaşması’nı ihlal ettiğini söyledi. Bu nasıl mümkün olabilir? Lozan başka şeyler de söylüyor. Benim vatanım Gökçeada için ve daha geniş anlamda bizim çıkarlarımız için. Din eğitimi hakkımız için Heybeliada kapalı kalıyor.”

İktidara da şunları:

Şimdiye kadar yazılı bir izin almadık, sadece sözlü mesajlar aldık, bunun üzerine bir duyuru yaptık ve ayinin bu yıl Sümela’da yapılacağını söyledik. Sümela’daki hizmetin keyfini çıkarmamıza izin vermiyorlar. Neden izin vermiyorlar? Bunlar çok basit şeyler. İnancımıza göre, dinimize göre birkaç saatliğine gidip dua edelim ve evlerimize dönelim. Bir gün bile değil, sadece birkaç saatliğine.”

Bartholomeos, ayinin Trabzon’un fethinin yıldönümüne denk gelmesi konusunda ise, “2010 yılında dönemin Kültür Bakanı’nın neden o gün Trabzon’da olmak istediğini kendisine sorduğunu, kendisinin de sadece Meryem Ana’nın göğe yükseliş gününü kutladıklarını, siyasete karışmak gibi bir niyetlerinin olmadığını anlattığını” söyledi.

Aynı açıklamasında Gökçeada’da açılması düşünülen “Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği” sergisinin, “Devletin manevi şahsiyeti hedef alınıyor” şeklindeki tepkiler üzerine iptal edilmesine değinirken de; 1960’larda yaşananların konuşulmasının istenmediğini öne sürüp, “Gerçeklerle yüzleşmekten neden utanalım? Tarihimizi, geçmişimizi kabullenmeliyiz.” dedi.

Geçmişle Hesaplaşma” mı Dediniz?

Tarihle, geçmişle hesaplaşma, gerçeklerle yüzleşme” mi? Öyleyse birkaç sorumuz olacak:

– Yunanistan’ın kanlı katliamlarla Osmanlı’dan bağımsızlığını kazandığı Mora isyanında Patrikhane’nin rolü neydi? Patrikhane’nin ana kapısının 202 yıldır kapalı tutulmasının ve buraya “kin kapısı” denmesinin sebebi nedir?

– Milli Mücadele sırasında Patrikhane emperyalistlerle ne işler çevirdi ki Atatürk, “Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için arazisi üzerinde bir sığınak göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesat ocağının hakiki yeri Yunanistan değil midir?” dedi?

– Hiçbir Rum vatandaşımızın bulunmadığı yerlerde kiliseler, metropolitlikler açmak ve Lozan’daki statüsü belli olduğu halde dünyadaki birçok kilisenin Patrikhane’ye bağlanması neyin nesidir?

– Bir Türk vatandaşı olan Patriğin, yabancı devlet adamları ile anlaşmalar imzalaması normal midir?

“Konstantinopol-Yeni Roma Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik” unvanı hangi hak ve hukukla kullanılmaktadır?

– Patrikhane Meclisi Sen Sinod’un Türk vatandaşı olan kimi üyelerinin alenen “Pontus soykırımı” iftirasını sahiplenmesini, Kıbrıs’taki askerimize “işgâlci” demesini, Ayasofya’nın camiye çevrilmesi üzerine “ulusal yas” ilân etmesini nereye koyalım?

Dış Güçlerle Savaşan” AKP’nin Seçimi

Trabzon’da ayin meselesinin akıbetine gelelim.

“Dünya Pontus Helenizmi Konseyi-PASPE”nin Erdoğan’a yazdığı mektuptan üç gün sonra, Lozan’ın yıldönümünde “Türk makamlarının Sümela’da ayin için önce sözlü, ardından yazılı izin verdiğinin” duyurulduğunu belirtmiştik ya; Bartholomeos’un YRP Milletvekili Doğan Bekin’e ve Ankara’ya gösterdiği o tepkinin hemen ertesi günü Patrikhane, bir kez daha yazılı iznin geldiğini şu açıklamayla müjdeledi:

Bugün, 11 Ağustos Cuma sabahı, Kutsal Ayin’in kutlanmasına ilişkin yazılı iznin (11 Ağustos tarihli) Patrikhanelerce alındığını duyurmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bunun için izni imzalayan Trabzon Valisi’ne ve genel olarak yetkin hükümet makamlarına içten teşekkürlerimizi sunarız.”

Geçen yılki ayinde MHP Lideri Bahçeli, ayinin yapılmasına değil de Bartholomeos’a “Ekümenik” yazılı Trabzonspor forması hediye edilmesine kızarken şunları söylemişti:

Türkiye’de ekümenik diye bir kurum ve görev tanımı yoktur. Lozan Antlaşması gereğince, Fener Rum Patriği’nin siyasi ve idari işlerle uğraşmaması, ülkemizdeki Rum-Ortodoks vatandaşlarımıza ruhani hizmet vermesi hüküm altına alınırken, Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir din görevlisi olmasının dışında hiçbir statüsü de olamayacaktır.”

Bu yıl da ittifakın yeni ortaklarından Yeniden Refah Partisi, hem ayine izin verilmemesini istedi hem de Lozan’ın çiğnendiğine dikkat çekti.

Ancak görüldüğü üzere iktidar, ortaklarının dahi hassasiyetlerini gözardı edip Patrikhane’den yana tavır aldı.

MGK’da vurgulanan, “Lozan’ın milletimizin menfaatleri doğrultusunda tahkim edilmesi kararlılığına” ne kadar da uygun bir duruş ama, değil mi?!

Müyesser YILDIZ
14 Ağustos 2023

Kategori:Uncategorized