Yıl 2006. HAMAS Lideri Halid Meşal’in gizlice Türkiye’ye geldiği ortaya çıkar. Meşal’i davet eden dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’dür. Ama nedense daveti Dışişleri Bakanlığı’nın yapmadığı açıklanır ve Gül de Meşal’le Bakanlık’ta değil, AKP Genel Merkezi’nde buluşur. O günlerde yaşananlar kelimenin tam anlamıyla “skandallar dizisi”dir. Meşal’in Ankara’ya geldiğinin duyulması üzerine kıyametler…
Duruşma bitti. Salondan çıkarılmadan önce herkes sevdiklerini son bir kez daha görmek için dönüp dururken, tanımadığım bir tutsak jandarmaların arasından seslendi: -Müyesser Hanım, sizi bu kadar geç tanıdığıma hayıflandım. Kaleminize, yüreğinize sağlık!.. Yüzüm kızardı, “Sağolun, sizin yüreğinize, direnişinize sağlık.” diyebildim. Bir yandan da düşünüyordum; “Kim acaba?” O devam etti: -Mustafa…
Dün Silivri’de olanları gördünüz, duydunuz… Yıllardır neyle suçlandığını bilmeden hapiste tutulan yüzlerce insan… Bir vakitler Türkiye’yi emanet ettiğimiz, ama bugün sözüne itibar edilmeyen tanıklar… Ömür biçmek için bir daha, bir daha Adli Tıp’a sevkedilen hastalar… Onlara sahip çıkmak için Silivri sınırında durdurulan, gazlanan vatanseverler… Duruşma salonunda izleyici iki kişinin kendi…
Onu tanıyan herkes ve silah arkadaşları için “Yörük Ali Paşa”ydı. Artık Silivri’nin “Pala bıyıklı Yörük Ali Dayı”sı. Tam adıyla emekli Tuğgeneral Ali Aydın. Başta rahmetli Uğur Mumcu, bir yığın aydınımızla “sakıncalı piyade”yi öğrendik. Artık bir de “sakıncalı general”imiz var; çünkü her darbe döneminde ilk darbe yiyenlerden biri oydu. 12 Eylül…
İki kez; Önce henüz 26 yaşındayken Güneydoğu’da, sonra 41 yaşındayken Silivri’de GAZİ olan emekli Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk’ü tanıyorsunuz. Şimdi 45 yaşında ve yaklaşık 4 yıldır Silivri Cezaevinde. Karp Harp Okulu’ndan 1989’da mezun oldu. 13 Ekim 1994’te Kuzey Irak sınırı üzerinde, Silopi karsalında yapılan bir operasyonda ağır yaralandı. 2 yıl…
Oradaki herkes gördü, Ergin Saygun Silivri’deki Mahkeme salonuna ambulansla, bastonla geldi. Her tarafından hortumlar sarkıyordu. O güne kadar kendisine tek bir soru sorulmamıştı. Mahkemedeki ilk ve son konuşmasını yaptıktan sonra yine ambulansla cezaevine gitti. 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Durumu ağırlaştı, hastaneye kaldırıldı. 7 ay Azrail’le boğuştu. Ne zaman üçüncü…
Başbakan Erdoğan günlerce AB’ye saydırdı da saydırdı. Evire, çevire bir güzel dövdü. Ama o da ne, Fransa’dan AB ile müzakerelerde bir başlığın açılacağı müjdesi gelmez mi? AB bizi öpünce, “Bunlar işte böyle dayaktan anlar. Helâl Usta’ya” diye düşünenler olmuştur muhakkak. BDP’li Hasip Kaplan’ın, “Başbakan’ı artık iyi tanıyoruz. Ne zaman sert…
Bir oluşuma terör örgütü diyebilmek için cebir, şiddet, silah olması lâzım. Ama Ergenekon’da bunların hiçbiri yoktu. Ne yapıp edip, bitmiş Danıştay cinayetini Silivri’ye monte ettiler. Savcılar “Osmanım” dedikleri cinayet sanığını cezaevinde ziyaret edip, hem sanık, hem açık ve gizli tanık yaptılar. Katil Alparslan Aslan’la, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’u yanyana…
Oslo’dan beri İmralı, Kandil ve Avrupa’daki PKK ile kolkola girerek “Yeni Türkiye”nin anayasasını yapıyorlar. Sıra Suriye’nin PKK’sı PYD’ye geldi. Teröristbaşından, önce: “Esad’a da muhaliflerine de destek vermeyin, bağımsız bir güç olun.” mesajı götürüldü. Şimdi başka bir aşamaya geçilmiş. Dün iktidara çok yakın Yeni Şafak Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi şunları…
Aydın Doğan’ın, adamları ile toplantı yapıp: “İlkemiz tarafsız ve bağımsız gazeteciliktir.” dediği gün CNN Türk’te Ayşenur Aslan’ın işine son verildi. O benim Silivri’deki koğuş arkadaşımdı. Herkes tırsmış, en dost bilinenler şüphe ve korkuyla iddiannameyi beklemeye çekilmişken o hiç tanımadığı, “dünya görüşümüz ayrı” dediği bana ve diğer tutsaklara selâm göndererek kurtlar…