Doğan Haber Ajansı’ndan Ahmet Haşim Muhtaroğlu’nun bildirdiğine göre, Kerkük ve Türkmen kapısı Tuzhurmatu’daki Mursa Ali Dağı’na Barzani paçavrası çizilmiş. O paçavra ki, sadece ülkemizi değil, tüm bölgeyi cehenneme çevirecek. Aman biz rahatımızı bozmayalım, Muhteşem Süleyman’ın ahlâkını veya türbanın ana okullarına kadar serbest bırakılmasını konuşalım. Bu hengâmede Cumhurbaşkanı Gül de Eyalet…
İlk gelişme; Meclis’ten görünürde Suriye için tezkere çıkarıldı. Ama sadece “Suriye” denmiyor, “üçüncü ülkeler”den söz ediliyordu. Tabii hepimizin aklına PKK’ya karşı Irak’a sınır ötesi harekat geldi. Lâkin 1 hafta sonra Irak için de ayrı bir tezkere çıkarıldı. Öyleyse birinci Suriye tezkeresindeki “üçüncü ülkeler” nereleri kapsıyordu? Bir başka gelişme; Türkiye’de yeni-sivil…
Sınırlarımıza Patriot’lar yerleştiriliyor. Anlamı “vatansever”, biliyorsunuz. Star Gazetesi Patriot’lara ilişkin haberi, “Sınıra vatansever kalkan” başlığıyla verince şunu düşündüm: Ülke içindeki vatanseverler Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye “konuşlandırılırken” sınırlarımıza “vatansever” getiriliyor. “Biz vatanseverleri ancak sınır dışında severiz.” politikası mı? Ya Atatürk’ü nerede seviyorlar? Atatürk’ün: “En büyük eserim.” dediği 29 Ekim Cumhuriyet…
ABD derin devletinin yan kuruluşlarından Atlantik Konseyi 2007’de, CIA’cı Henry Barkey de 2010’da planı önlerine koydu. Ve Başbakan Erdoğan dün Pakistan’dan dönerken o paketlerdeki son “hediyeleri” milletimize sundu. 2007’deki “PKK’nın Silahsızlandırılması” raporunu hazırlayan David L. Phillips, bu çalışma sırasında Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan da yardım aldığını yazdı. Ankara’dan Irak’a gidip Talabani…
Sahne 1: Doğu Perinçek, Öcalan’ın “fikir babası” olma suçundan Silivri’de. Yalçın Küçük, “Öcalan’ın beyninde şimşekler çaktıran adam” olarak Silivri’de. Tuncay Özkan, “PKK’yı yöneten 17 adamdan biri” olarak Silivri’de. Terörle mücadele eden, Öcalan’ı Türkiye’ye getiren ve sorgulayan askerler Silivri’de. Özetin özeti; “PKK’yı yöneten Ergenekoncular” Silivri’de. Bu durumda Öcalan da “Ergenekoncu”!.. Peki…
Ölümcül sona koşar adım… İçerde; Eyalet yasası, Kamuda ana dilde hizmet açılımları, Atatürk ve Türk Milleti’ne savaş, Teröristbaşının “lider” statüsüne yükseltilmesi. Kısacası “Türk-Kürt Federasyonu”na gidiş!.. Dışarıda; Suriye’nin karışması, İsrail’in hareketlenmesi, İngiliz, Alman, Fransız askerlerinin sınırlarımıza gelmek üzere hazırlanması, Irak haritasının kanla bir kez daha bölünmesi. Kısacası Ortadoğu’nun kan çanağına dönmesi.…
Bakmayın siz Başbakan Erdoğan’ın: “Öcalan İmralı’dan çıkamaz.” demesine. Ya da Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in: ” Ölümüne sebep olduğu masumlar, mezarlarından kalkarsa Öcalan da serbest kalır.” şeklindeki iddialı demeçlerine. Yıllar önce AKP’nin o zamanki 2 numarası Mir Dengir Fırat, Apo efendi için “Mandela” benzetmesini yapmıştı. Bırakın “Mandela”lığını, adam neredeyse Türkiye’nin “lideri”,…
Perde önünde Türkiye’de PKK’lıların açlık eylemleri, bu eylemlerin Apo efendinin talimatıyla şimdilik sonlandırılmasının sevinci, dışarıda İsrail’in Gazze’ye saldırması var. Biz bunları seyrederken, perde arkasında bambaşka şeyler oluyor. Hamas Lideri Meşal’in Erdoğan-Davutoğlu’nun ricası ile Şam’dan çıkıp, Esad karşıtı cephede yer alması… Suriye’nin, Türkiye eliyle istikrarsızlaştırılması… Sınırımıza PKK’lıların yerleşmesi… Bunların tamamı elbette…
12 Eylül darbesinden sonra MHP Lideri merhum Alparslan Türkeş, Kenan Evren yönetimini kastederek, “Biz zindandayız, ama fikrimiz iktidarda” demişti. Flaş, flaş başlıklarıyla medyadaki sevinci görmüşsünüzdür; İmralı’daki teröristbaşının talimatıyla cezaevlerindeki açlık eylemleri sona ermiş. “Bunlar PKK istediği için değil, halkımızın ihtiyacı olduğu için yapılıyor” diye kimse kendisini kandırmasın!.. Adamlar vura vura,…
Çağlayan Adliyesi’ne gelen yüzlerce insan gözleriyle gördü, kulaklarıyla duydu, vicdanlarıyla tanık oldu. “Gazeteci değil, terörist” olduğumuz iddia ediliyor; ama bugün de sadece haber, kitap, bilgisayar konuşuldu. İddia sahipleri iki senedir suçluluğumuzu ispatlayamadı. Biz sanıklar masumiyetimizi ispatladık. Bir amuda kalkmadığımız kaldı, bilmem ki, bunu da yaparsak bir şey değişir mi? Dile…