21 Eylül 2012… Silivri’de yüzlerce asker “idam fermanı”nı bekliyordu. Onlardan birisi de efsane komutan Engin Alan’dı. Açıklanacak karar hiçbirisinin umurunda değildi.
Engin Alan’ın gündeminde terör ve bölücülükle mücadelede neden gerilediğimiz vardı. Silivri’de sıkı çalışmalar yapmış, kitap haline getirmeyi düşünüyor. Söz bir ara AKP döneminde uygulanan terörle mücadele stratejisine geldi. Alan Paşa, askerin devreden çıkarılıp tümüyle polis eliyle mücadeleye geçilmesinin sakıncalarını örnekleriyle anlattı.”Bizim zamanımızda da polisler devreye sokuldu. Onların yapabileceği mücadele bir yere kadardır. Denendi, yaşandı, görüldü.” dedi.
Gerçekten askerimizin başına ne işler geldi?
4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de başına çuval geçirildi.
2009-2102 arası beline ve kafasına balyoz indirildi.
Başka?
Terörle mücadelede askerin devreden çıkarılıp, işin emniyet kuvvetlerine bırakılması stratejisini kimler çizdi?
AKP iktidarından önce sıfırlanmış terör nasıl oldu da şehirlere kadar indi?
PKK’yı pazarlık masasına oturmak için hükümete şart dayatır hale getiren güç nedir?
TSK ve polisin operasyonları durdurmasını istemek, Başbakan Erdoğan’ın bu istekleri cevap yetiştirmesi nasıl bir şeydir?
“Postal yalayıcısı” Barzani birkaç yıl içinde nasıl “devlet başkanı” statüsüne yükseltildi?
Başbakan Erdoğan neden polisi “rejimin teminatı” ilân etti?
Türk polisinin, başta Ortadoğu, birçok ülke polisine eğitim verip “Orta Doğu’nun polisi” olma projesinin nereden çıktı?
PKK’nın artık polisleri hedef alması neyin nesidir?
Böyle bir ordu,olası bir savaşta başarılı olabilir mi?
Sırada ne var?
Soru çok… Ya cevap? Sırayla gidelim:
-TSK, PKK’NIN ÖNÜNDEN RESMEN ÇEKİLECEK Mİ?-
Şimdi gündemde TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin kaldırılması var. Yıllardır ABD, AB ve AKP, “darbelerin” sebebinin bu madde olduğunu iddia ediyor, biz de öyle zannediyorduk.
Bakın, bu üçlünün çok sevdiği “demokrat paşa” Hilmi Özkök 4 Ekim 2012 günü Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesindeki 12 Eylül alt komisyonunda 35. Madde hakkında ne söyledi?
“35. madde olmasa TSK yurt içindeki olaylarda kullanılamaz!..”
Yani bu madde kalktığı takdirde TSK, PKK ve olası diğer olaylarda görev yapamaz hale gelecek. TSK’nın yurt içindeki operasyonları resmen ve hukuken sona erecek.
Genelkurmay Başkanlığı geçenlerde, terörle mücadele için bazı kanunlarda değişiklik yapılıp yetkilerinin arttırılmasını istedi. İktidar, “demokrasiye” zarar vereceği gerekçesiyle bunu reddetti. Ama aynı iktidar, aynı günlerde TSK eliyle Suriye/ötesi müdahale için Meclis’ten yetki aldı.
İçerde “dur”, dışarıya “yürü” dercesine.
Özkök bu önemli ayıntıya dikkat çektikten 3 gün sonra, dün Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, emperyalizmin yıllardır hayalini kurduğu 35. maddenin değiştirilmesi için çalışma yürütüldüğünü açıkladı. Gerekçesi elbette ki, “darbelere zemin hazırlayan yapının ortadan kaldırılması” idi.
-TSK ÇÖKER İMASI VEYA TEMENNİSİ Mİ?-
Soros’un istediği gibi TSK, “ihraç ürünü” yapıldı diyelim. Acaba başarılı olur mu?
Bu sorunun cevabını da geçenlerde malum senaryolarının merkezlerinden, Washington’daki Hudson Enstitüsü’nün Siyasi-Askeri Analizler Merkezi Direktörü Richard Weitz verdi. Son Akçakale saldırısı ve Türk ordusunun buna verdiği karşılığın ardından yaşanabilecek ihtimalleri yorumlayan Weitz, şunları söyledi:
“Türkiye askeri olarak müdahale etse, bölünmüş Suriye ordusunu yenilgiye uğratabilir, ülkenin çok büyük bir bölümünü işgal edebilir ve çatışmalara son verebilir. Ölümler durur. Ancak bu Türkiye’ye çok maliyetli olur. Türkiye, böyle bir müdahalenin ardından ortaya çıkacak kaosta, asayiş ve istikrarı tesis etmek için Suriye’ye birlik konuşlandırmak zorunda kalacaktır. Türk ordusu böyle bir durumda çeşitli direniş eylemleriyle de karşılaşabilir.”
Bu sözlerden TSK’nın bir Suriye müdahalesinde dahi “biteceği” iması yok mu? Yoksa istenen de gerçekte bu mu? İçerde çökmüş, dışarda tüketilmiş bir ordu!..
TSK’nın başına gelenleri başka bir yazıda CIA notlarından da aktaracağım.
CIA demişken, CIA ajanı Henry Barkey’nin 1 Mart tezkeresinden hemen sonra: “AKP liderleriyle anlaşarak, Türk Ordusu’nu kafesledik.” dediği ortaya çıktı.
Görülen o ki, sıra Türkiye’nin kafeslenmesinde!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
8 Ekim 2012