12 Eylül darbesinden sonra MHP Lideri merhum Alparslan Türkeş, Kenan Evren yönetimini kastederek, “Biz zindandayız, ama fikrimiz iktidarda” demişti. Flaş, flaş başlıklarıyla medyadaki sevinci görmüşsünüzdür; İmralı’daki teröristbaşının talimatıyla cezaevlerindeki açlık eylemleri sona ermiş. “Bunlar PKK istediği için değil, halkımızın ihtiyacı olduğu için yapılıyor” diye kimse kendisini kandırmasın!.. Adamlar vura vura,…
Çağlayan Adliyesi’ne gelen yüzlerce insan gözleriyle gördü, kulaklarıyla duydu, vicdanlarıyla tanık oldu. “Gazeteci değil, terörist” olduğumuz iddia ediliyor; ama bugün de sadece haber, kitap, bilgisayar konuşuldu. İddia sahipleri iki senedir suçluluğumuzu ispatlayamadı. Biz sanıklar masumiyetimizi ispatladık. Bir amuda kalkmadığımız kaldı, bilmem ki, bunu da yaparsak bir şey değişir mi? Dile…
Silivri 1 nolu cezaevinin ziyaretçi salonunda tam 1 gün… 15.5 ay boyunca demir tabut dediğim cezaevi aracıyla gidip geldiğim o esarethaneye ziyaretçi kapısından girmek, bizleri ziyarete gelenlerin dahi neler yaşayıp ne sıkıntılara katlandığını görmek… 5 ay öncesine kadar bizzat devlet tarafından, “Onlar gazeteci değil, terörist” denirken aynı devletin, gazeteci kimliğimle…
MGK’nın ana gündem maddelerinden birisi siber saldırılardı. Brifingler verildi. Henüz birkaç hafta önce Siber Güvenlik Kurulu bile oluşturuldu. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ellerindeki verilere dayanarak stratejik öneme sahip 350 özel ve devlet kuruluşunun saldırılara karşı savunmasız olduğunu açıkladı. “Birçok noktaya yapılabilecek saldırılan, birkaç dakika içinde ülkemizi sıkıntıya sokacak sonuçlar doğurabilir”…
Cumhuriyetin halledildiğini düşündüklerinden “Sultanlık, Halifelik” olağan konuşmalar haline geldi. 10 Kasım’da Anıtkabir’e gitmek yerine kendisini Burunei Sultanına davet ettirdi, sarayda ağırlandı ya, müstakbel “Sultan”ımıza ait bir saray hikâyesini yazmak elzem oldu. Kendisilerine biçtikleri misyon, “milletin hizmetkârlığı” idi. 10 yıldır da bunu söylemeye devam ediyorlar. Oysa 10 yılda köprülerin altından ne…
2003’te ABD’nin bağımsızlık günü olan 4 Temmuz’da, Süleymaniye’deki askerlerimizin başına çuval geçirdiğinde, iktidarda Erdoğan-Gül ikilisi vardı. Afganistan, Irak kadar olup ABD’ye nota bile veremedik, çünkü “müzik notası” değildi. Çok şükür, geç de olsa bugünleri gördük; “Müslümanlık” deyince mangalda kül bırakmayanların veremediği notayı Rabbim verdi. Türk askerini “çuval”lattıktan sonra hızla yükselen,…
Nasıl bir güç ve inançla gitmiştik Atamızın huzuruna, ıslandıkça güzelleşen bayrağımızla… İzmir’den “Ata Seferi”ne çıkanları, “Caney caney işte meydane, delikanlı Tayyip nerdedir hane?” diyen Gaziantepli gençleri, Belçika’dan gelen ortaokul öğrencisi Erhan’ı, “Hele durun şu millete bakayım!.. Oh, yüreğim soğudu!” diyerek sinesine vuran başörtülü teyzeyi, Anıtkabir girişinde 80 yaşındaki annesine sıkı…
Obama ilk seçildiğinde Cumhuriyetçilerin adayı McCain’e oynayan Başbakan Erdoğan epey bozuldu, bazı vatandaşlarımız ise sevinçten kurbanlar kesti. Obama’nın ikinci kez başkan seçilmesine Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Türkiye yönetimi ve medyası kadar sevinen olmadı. Erdoğan’ın anlatımıyla Obama’nın ilk döneminde birlikte şunları başardılar: Sadece dünya siyaseti değil, bölgemizde de yoğun çalışmaları…
PKK’nın ikinci isminin “Ergenekon”da gizli tanıklığı sürpriz mi? Hayır!.. PKK’nın şartlarından birisi “savaş suçu” dedikleri terörle mücadelenin yargılanması değil miydi? İşte bu şartın yerine getirildiği ortaya çıkmış oldu. Sakık’ın kimliğinin deşifre olması üzerine, “Bir o eksikti” yorumları yapıldı. Daha durun, Öcalan’a gizli tanıklık yaptırılmadığı veya yaptırılmayacağı ne malum!.. Parmaksız Zeki…
PKK’nın emriyle cezaevlerinde ölüm orucu ve açlık grevi başlatanların üç talebi var: ana dilde eğitim-öğretim, ana dilde savunma ve Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılıp İmralı’dan çıkartılması. Bakın 1 haftada neler oldu: Başbakan Erdoğan Almanya’da: “Türkiye’de ölüm orucunda olan sadece bir kişi var. Şu anda açlık grevi ve saire, böyle bir şey…