İçeriğe geç

Müyesser Yıldız Yazılar

41 Kişiyi “Ergenekon” Öldürmedi Mi?

“Müslümanlıkla, Türklüğün ayrılma zamanı geldi.” diyenlerle el ele, nesillerimize “dindarlık” öğreteceklermiş!.. Hadi milletvekillerinize “dokundurmamanızı”, Deniz Feneri’ni “söndürmenizi”, Hrant Dink cinayetinde ihmali olanları “koruma-kollamanızı” hazmettik!.. Yahu şu 2004’teki hızlandırılmış tren “çılgın proje”niz yüzünden hayatını kaybeden 41 insanı ölüme gönderenleri niye kurtardınız? “Her kazada bakan istifa ederse bakan kalmaz.” diyerek bakana dokundurtmadınız……

ERDOĞAN- PUTİN ARASINDAKİ BÜYÜK FARK

Müyesser Yıldız’ın Silivri’den gönderdiği kısa notları yorumsuz aktarıyoruz… Silivri’den Tweetler Var: Erdoğan Putin Farkı -Sık sık Başbakan Erdoğan’ın “Putinleştiği” yazılıyor. Daha doğrusu yazılıyordu… Erdoğan, gazete patronları ve genel yayın yönetmenleriyle toplantı yapana kadar… -Geçenlerde Putin de Rusya medyasının genel yayın yönetmenleri ile bir toplantı yaptı. Ve birilerini fena halde haşladı.…

O Savcıyı Silivri’ye Getirin!.. Ya da!..

KCK soruşturması kapsamında MİT yönetiminden hesap sormaya yeltenen Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkaya görevden alındığına göre; MİT’çilerin İmralı’da pazarlığa oturduğu, PKK ile “özerklik” dâhil protokol imzalandığı, PKK-KCK’nın içinde etkili ve yetkili MİT’çilerin olduğu; hatta birçok kanlı saldırıyı organize ettiği, İddialarını araştırmak, soruşturmakla “kara propaganda ve halkı yanlış bilgilendirme” suçunu işlemiştir.…

Engizisyon Hukuku… Son Çıkış Geçildi… Ve Araç Şoförsüz!..

MİT-KCK-Emniyet üçgeninde hedef ve hesap neyse ne; ama ilk kez bir savcı görevini yapacak gibi oldu. Hukukçu Başbakan Yardımcısı Arınç: “Savcı görevini kötüye kullandı.” dedi. Herkes şaşırdı. Niye ki? Savcıların “görevini kötüye kullanabildiğini” Arınç yeni duymuş olamaz mı? Gerçi kendisini, “hukukçu kimliğine” binaen, hukukun başına neler geldiğini görmesi için bizim…

“Silivri Türklere Mezar Olacak!” Mı?..

Tıkandılar… Yürümüyor… 1 yıl daha dayanabilseler milli mücadelenin de hesabını soracaklar; ama gitmiyor. İnandıramıyor, “suçu” ispatlayamıyorlar!.. Hasdal’ı, Silivri’yi boşaltsalar… Bunca iddia, infaz ne olacak? Velev ki bıraktılar; bırakılanlar öyle “yarabbi şükür” deyip uslu uslu köşesine çekileceğe benzemiyorlar. Şimdiden hesap soruyor, gasp edilen yıllarını mutlaka ama mutlaka istiyorlar. Makyajlı yargı paketini…

Lütfen “Demokrasi” Abdestimizi Tazeleyelim!..

Günün muktedirleri, zalimleri, firavunları… “Demokrasi” damarı çatlamışları… Tespih gibi dizilmişler… Bilûmum “açılımın” bayraktarı, “STÖ’ler ne derse, o olur.” diyen onlar. ABD korkusu, AB sevdası, Haçlı hayranlığı onlarda. AB’den kopacağız, İsrail’le kapışacağız diye akılları çıkan onlar… Sanırsınız ki yarış atı; arsızca Türkiye’ye “kamçı” arıyorlar. Kıbrıs’ı yük gören, İslâm coğrafyasında kardeşi kardeşe…

27 Nisan Muhtırası “Virüs” Müdür?

27 Nisan muhtırası üzerindeki tatışmalar renklendikçe renkleniyor. Bir renk te benden!.. O muhtıranın yayınlandığı gece bir arkadaşımın telefonuyla uyandım; öyle haberim oldu. Uykulu gözlerle okudum ve “AKP’ye yüzde 10.” diyerek gidip yattım. Sabah bir daha okudum: “İlkokul çocuğu bile yazmaz; bu ne berbat Türkçe.” yorumunu yaptım. Muhtıra şimdilik bir kenarda…

AKP’nin De Parolası “Şartların Olgunlaşması” İse?!..

12 Eylül darbecilerinin: “Şartların olgunlaşmasını bekledik.” itirafı tepe tepe kullanıldı, o kanlı sürecin her milimi TSK’ya mal edildi. Dış güçleri, başka kurumları pamuklar içinde muhafaza edenler, nihayet 12 Eylül’e de “Ergenekon” damgasını vurdu. Oysa bugün daha net olarak görüyoruz ki, “Yeni Türkiye”nin temeli o “icazetli” darbe ile atıldı. Tüm T.C.…

İşgali Bekleyen Kadro!..

Piyasaya sürülecek “darbe” senaryosu, manşetlerle dövülecek asker kalmadı. Yine, “Minareler süngümüz, camiler kışlamız.” oldu. Üstüne de bolca “Atatürk” sosu döküldü !.. Elimize verilen çelik-çomaklarla oynayalım ki, dört bir taraftan gelen çığı görmeyelim. Ne mi geliyor? BM İkiz Sözleşmeleri’ndeki çekincelerimizi kaldırıp ailelerin çocuklarına istediği dilde eğitim vermesinin yanısıra, istediği şekilde ve…