İçeriğe geç

Müyesser Yıldız Yazılar

Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanlığına 1 Günlük Parantez!..

Ezelden beri Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlığı ile bilinenler, son 24 saattir Cumhuriyet’i övüp Atatürk’ü anıyor. Sanki Cumhuriyet’in 99’uncu yılı haftasına, ülkeyi yöneten partinin üst düzey yetkilisinin Harf Devrimi aleyhindeki açıklamalarıyla girmemişiz gibi; Erdoğan’ın dün açıkladığı “Türkiye yüzyılı” vizyonunun, “Cumhuriyeti yükseltmek” anlamına geldiği anlatılıyor. Son 20 yılda neler olduğu hepimizin malûmu;…

Bahçeli Türkçeyi Hedef Alan Erdoğan’ı Kime Benzetmişti?

Bu haftayı da AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın Harf devrimini hedef alan sözlerini tartışarak geçirdik. Ünal tevile çalışsa ve AKP o sözleri benimsemiyormuş gibi yapsa da maksat hasıl oldu; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun türban kanun teklifinin Anayasa değişikliğine ve referandum fırsatına çevrilmesinin ardından zaten delik deşik edilmiş İnkılâp yasaları…

“Biji Serok”un İngilizcesi!..

Yunanistan geçtiğimiz günlerde Rodos Adası bulunan ve içinde cami, tekke ve şehitlik olan Osmanlı mirası Murat Reit Külliyesi’ni müzik fakültesine dönüştürdü. Bugün sözkonusu karara tepki gösteren AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Yunanistan’ı kınarken, “Türkiye olarak çok sayıda Rum-Ortodoks kilisesini insanlığın ortak mirası kabul ettik, onararak ibadete açtık. Buna karşılık Yunanistan’ın, insanlığın…

Patriğe İngiltere’de Sıradışı Protokol!..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9-13 Ekim tarihleri arasında ABD’ye yaptığı zamansız ve anlamsız ziyaret hâlâ tartışılıyor. Bu ziyaretle ilgili üzerinde durulan konulardan birisi, Washington Büyükelçiliği’mize gidip gitmediği oldu. Bizzat Erdoğan, “CHP heyeti Amerika’ya gitti, Büyükelçimiz ile görüşmedi.” dedi. Erdoğan’ın bu iddiasına cevap veren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, heyetin…

İktidar ve Muhalefetin “Meleklerin Cinsiyeti” Mesaisi!..

Bu ülkede türban sorunu var mı? Varsa da milletin devasa sorunlar listesinde acaba kaçıncı sıradadır? Daha geçenlerde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bile, “Bakın bugün ülkemizde başörtülü vekil var mı? Bakanlarımız oldu mu? Kamuda her alanda asker, polis, hakim, savcı var mı? Eğitimde ortaöğretim, yüksek öğretimde yaşanan bir sorun var mı?…

“Ergenekon Sapına Kadar Gerçekti” Diyenle El Ele Tutuşmak!..

Birkaç gündür milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin siyasi serüvenini izliyoruz. Ergenekon kumpasında 41 ay hapis yattıktan sonra CHP’den milletvekili seçildi. Oradan Memleket Partisi’ne geçti. Şimdilik son durağı ise AKP oldu. Çelebi’nin AKP’ye katılma gerekçelerini ana başlıklarıyla özetlersek şunları söyledi: – “Sayın Cumhurbaşkanım eğer siz 15 Temmuz gecesi direnmeseydiniz bugün ben, kumpaslarda…

İfadedeki Kritik İsim Çıkarılır… Şüpheli Bırakılır… Ve Firar Eder!

17/25 Aralık operasyonlarının ardından cemaat “Paralel devlet yapılanması – PDY” olarak adlandırılmaya başlandığında Erdoğan, “Bunlar küresel bir ihanet şebekesi. Bunların tabanı ibadet, ortası ticaret, ama tavanı ihanet çetesi” diye tarif etti. Ancak bu arada ticaret ve ihanet ayağının büyük bölümünün yurtdışına kaçtığı görüldü. Öyle ki, 15 Temmuz’dan sonra PDY “FETÖ”ye…

Keşke Bizim de “Ergen” Bir Genelkurmay Başkanı’mız Olsa!..

Mayıs’tan beri Yunanistan’la; bizim cenahımızda tümüyle “sözel” Atina cenahında ise “icraat” temelli gerilim yaşıyoruz. Erdoğan sık sık, “Bir gece ansızın gelebiliriz” derken Milli Savunma Bakanlığı’ndaki hava ne; bunu masaya yatıralım. Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in ABD ziyaretinde Türkiye’yi şikâyetiyle başlayan malûm krizin öncesine gidelim. Bakan Hulusi Akar, Yunanlı mevkidaşı Nikolaos Panagiotopoulos ile…

Cezaevinde Ölürlerse Yine “Kader” mi Diyeceğiz?!

Cumhuriyet Gazetesi’nden sevgili kardeşim Çağdaş Bayraktar bugünkü haberinde, 28 Şubat davasında cezaevinde olan 82 yaşındaki eski korgeneral Hakkı Kılınç’ın eşi Saadet Kılınç’ın feryadına ses oldu. Çağdaş Bayraktar’a gönderdiği mektupta yaşları 80 ilâ 90 arasında olan eşi ve silah arkadaşlarının yaşadığı ağır sağlık sorunlarına dikkat çeken Saadet Kılınç, “Eşim yeniden hapse…

“Fıtrat” Veya “Kader Planı” Değil “Cinayettir”!..

Göz göre göre 41 canımız daha gitti. Ahlâkını ve vicdanını kaybetmemiş, sermayenin değil emeğin, alın terinin yanında olan, insanca yaşamı ve yaşatmayı paradan, itibardan üstün tutanların acısı da öfkesi de çok büyük. Bakın, iktidar medyasının bir yazarı bile nasıl isyan etmiş: “Çocukluğumdan beri bu şahit olduğum, haberini üzülerek izlediğim kaçıncı…