İçeriğe geç

Müyesser Yıldız Yazılar

2 Yıl Önce Silivri’den Bir Feryat: “Bizi Değil, Hukuku Kurtarın”!..

Balyoz davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı suçu ve suç tarihlerini şöyle belirledi: “Hükümete karşı suç. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme… Suç tarihleri: Ağustos 2003 ve 21 Şubat 2011.” Kararı onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne göre ise suç, “Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men…

Genelkurmay’dan “balyoz” gibi suskunluk

Geçen yıl İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Balyoz hükümlerini verdiğinde Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinden şu açıklama yapıldı: “Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, Hukuk Devleti olmanın erdemliliği ve Yüce Milletimize karşı olan sorumluluğumuz dikkate alınarak, TSK mensupları hakkında başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar yakından takip edilmekle birlikte sabır, metanet, soğukkanlılık ve aklıselimle hareket edilerek…

“AKP döneminde geldiler” demek “saygısızlık” oldu

Hürriyet’in hukukçu Başyazarı Taha Akyol, Balyoz kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyelerini savunmaya devam ediyor. İlk gün onların ne kadar “tecrübeli” olduğunu, AKP döneminde gelmediklerini söylemeye çalıştı. Biz de herhangi bir yorum yapmadan kimin ne zaman bu daireye atandığını tarih tarih ortaya koyduk. Akyol dün de Başkan Ekrem Ertuğrul…

“Cami Bombalayacaklar”a Ne Oldu?

Taraf’ı ve misyonu malûmlar, Türkiye’yi 20 Ocak 2010’da “Fatih Camii Bombalanacaktı” manşetiyle dehşete düşürdüler… Balyoz denilen asrın hukuk ve insanlık trajedisi o manşetle başladı… Arkası çorap söküğü gibi geldi ve Yargıtay’da tam 237 askerin mahkumiyetiyle sonuçlandı. Herkesin kanı çekilmişti. “Camii bombalayacak” kadar “gözü dönmüş” askerleri kim, nasıl savunabilirdi ki?.. Dönemin…

O Hâkimlerin Avukatı!..

Balyoz kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin üyelerini övüp, “Hâkimlerle uğraşmak yanlış” demiş Hürriyet Gazetesi’nin hukukçu Başyazarı Taha Akyol. Hukuka, adelete inanan bir Allah’ın kulu kalmamışken, “Bu tür davalarda hukuka uygun bir sonuca varılmasının yolunun yine hukuk” olduğunu anlatan Akyol, bakın Yargıtay hâkimlerine nasıl sahip çıkmış: “Evvela şunu belirteyim: Yargıtay…

Balyoz’da Sona Doğru: Adalet Kaf Dağı’nın Ardında mı?!.

“Yeni” TSK’nın kaderi yıllar önce çizildi. Yarın bu saatlerde de sadece Balyoz davasında yargılanan 361 askerin değil, aslında topyekûn Türk askerinin akibeti belli olacak. Hiçbir savaşta yenemedikleri Türk Ordusu’nu, hukuk savaşıyla alt edip etmediklerini göreceğiz. Silivri’de yitirilen hukuk-adalet, Ankara’da Yüksek Yargı’da, Yargıtay’da bulunacak mı, onu anlayacağız. Önce kararı verecek olan…

Papaz Sancısı!..

Başbakan Erdoğan, “paketi” açıkladığından beri televizyonda, Adana’da, Ceyhan’da Ruhban Okulu’nu niye açmadıklarını ya da açamadıklarını anlatıyor. Adeta hesap veriyor, özür diliyor. Sanki milletin baş derdi buymuş gibi. Zaten o da millete hesap vermiyor ki!.. Emperyalizmin “açık ajandasının” ilk sıralarında hep Ruhban Okulu oldu. 11 yıldır, “İstesek hemen yarın açarız… Açtık……

Ölümlerden Ölüm Beğen!..

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Meclis açılışında Gezi eylemleriyle ilgili konuşması, özellikle de öldürülen gençler için “rahmet” dilemesi yere göğe sığdırılmıyor. İşte Gül’ün o sözleri: “Türkiye gibi genç, dinamik ve hızla şehirleşen bir toplumun demokratik sistem içerisinde dile getirilen ihtiyaçları ve talepleri bitmez, hep süreklilik arz eder. Bu anlayışla, Gezi Parkı’nda çevre…

Mamak’tan İlk Fotoğraf… 6 Askerin Acı Sırrı… Ve Teröristbaşının Pozu!..

Bugüne kadar hep Silivri’den fotoğraflar gördük, çünkü askeri cezaevlerinde fotoğraf yasak. Daha doğrusu çekiliyor, ancak tahliye olana kadar verilmiyor. İlk fotoğraf Mamak’tan geldi. İşte Balyoz’dan tutuklu subaylardan 41’nin toplu hatıra fotoğrafı. Bu fotoğraf, 6 askerin acı sırrı veya dramını da ortaya çıkardı. Önce bu fotoğrafın hikâyesini anlatayım. Silah ve mapus…

İngilize “Amed” Hediyesi!..

Milletin değil, birilerinin heyecanla beklediği “demokratikleşme paketi”, olağanüstü bir engel çıkmazsa yarın törenle açıklanıyor. Erdoğan’ı bekleyemeyen Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in kendi “paketini” hangi İngilize takdim ettiğini anlatmadan önce üç not: Değerli Yazar Necati Doğru dün şunu sordu: “Adı açılım paketiydi. Değişti. Demokrasi paketi koydular. Paket hazır. Fakat açmıyorlar. Neredeyse…